Halid Al Şafi
Türkiyedeki genel seçimler sona erdi. Resmi sonuçlar, AK Partinin yaklaşık yüzde 41 oranında oy alarak zafer kazandığını gösterdi.
Bu oran, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğanın arzu ettiği oran değildi. Zira Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu seçimlerde çoğunluğu elde etmek suretiyle -Cumhurbaşkanı olarak- daha çok siyasi hakka sahip olmak için Anayasayı değiştirmek istiyordu. Bu sonuçlar, AK Partinin 2002 yılında başlattığı başarılı sürecin tamamlanması yolunda bir sorun teşkil etmektedir.
AK Partinin ortaya koyduğu başarıları takip edecek olursak, üzerinde durulması gereken çok sayıda konu olduğunu görürüz. Nitekim Parti, çok çalıştı ve Türkiye devletini, kalkınmış devletler safına taşıdı.
Türkiye`nin bu başarıları ve bu büyük sıçraması, ona düşman kazandırdı. Bu nedenle uluslararası ilişkilerde çok sayıda sorunla karşılaştı. Zira bugün dünya, kendi kararlarına sahip ve etki alanının dışında kalan devletlere neredeyse tahammül edemiyor.
Keza laiklik yönelimi nedeniyle durgun bir döneminden geçen Türk-Arap ilişkilerinin yeniden canlanması konusunda Türkiye`nin bölge karşısındaki tutumunun bariz bir rolü söz konusudur. Ayrıca Suriyedeki savaş bağlamında Türkiye pozitif bir duruş sergileyerek, özgürlüğünü kazanması, adalet ve eşitlik temellerine dayalı bir devlet kurması için Suriye halkını desteklemiştir.
Türkiyenin bölgedeki çok sayıda Arap devletiyle ve siyasi akımlarla yakınlaşması, onun, Arap halklarının davaları konusunda -özellikle de Filistin davası- destekleyen tutumuna dayanmaktadır. Bunun yanı sıra Türkiye, İranın bölgedeki yayılmacılığı karşısında güçlü bir şekilde durdu.
Bugünün Türkiyesi artık dünkü gibi değildir. Türkiyenin çok sayıdaki girişimi ve bölge sorunlarına karşı basiretli duruşu, ona bölgede eksen ve kilit bir rol vermiştir. Bu durum, Türkiyenin politikalarına karşı çıkan İsrail, İran ve diğer devletler açısından bir meydan okumaya neden olmuştur.
Bu seçimler, Türk Cumhurbaşkanı ve AK Parti için bir son değil. Gelecekteki daha büyük meydan okumalar, partinin Arap dünyasında ve Avrupada ses getiren siyasi yaklaşımına devam edeceğinin en iyi delilidir. Bu bağlamda imkânsızı başarmaya ve her Türk vatandaşının arzu ettiği kalkınmışlığı daha da ileri taşımaya kadir olduğunu Türk halkına göstermesi için seçimlerin, Cumhurbaşkanı Erdoğanın mücadelesi açısından bir başlangıç teşkil ettiği görüşündeyim. ( Katar, El Şark 10 Haziran 2015 )