Çalışma Yozgat Salurları halk inanmalarının incelenmesi maksadı ile başlatılmıştır. Evvelce yapılan Avşarlar[2]çalışmasında olduğu gibi Dünya Salurlarının kısa tarihçeleri dağılım şekilleri anlatılıp halk kültürleri halk inançları öncelikli olarak ele alınması planlanmıştır. Bu konu başka bir çalışmamızda ayrıca da ele alınacaktır. Abdallar[3], veSılaçlar´ın[4] halk inançları evvelce karşılaştırmalı olarak ele alınmış ve fakat Yozgat yöresinde alana gidilememişti. Yozgat yöresinde evvelce yapılmış bir alan çalışması ile Halaçlar´ın halk inançları derlenip karşılaştırılmaları yapılmıştı[5].Tülekler´in halk inanmaları konusu ise adeta hiç çalışılmamıştı. Belirtilen kesimlerin ele alınmaları ayrı bölümler halinde düşünülmüş olmasına rağmen, bütünlüğün sağlanması adına yapılan karşılaştırmalar sürdükçe, alt başlıkların sınırları dışına çıkılması kaçınılmaz olmuştur. Yozgat Tülekleri toplu köyler halinde bir yaşam tarzı sergilenmektedirler. Muayyen köylerde birkaç Tülek ailesine rastlanılabilmektedir. Geçmişin Tülek köyleri büyük ölçüde dağılmıştır. Tüleklere ulaşabilmek için Kırşehir´e geçilmiş Çiçekdağı bölgesinde imceleme yapılmıştır. Bu çalışmada Türkmen olmalarına rağmen ayrıca özel bir ad almamış olan ve sadece Türkmen olarak bilinen halk kesiminin de halk inanmalarından örnekler alınıp karşılaştırmalar yapıma cihetine gidilmiştir.
Derlemelerde, imkân nispetinde halkın kendi yerleşim tarihlerine[6] dair ne düşündükleri hususuna da ver verilmeğe çalışılmıştır. Derlemeler esnasında şahit olunan halk kesimleri arasındaki ilişkide tabu kabul edilen bazı ilişkilere dair tespitlere de yer verilmeğe özen gösterilmiştir. Bilgi sıralamasında hayatın geçiş safhalar esas alınmış, ayrıca, yer ve gök iyelerine, ak ve kara iyelere, türbe kültüne dair varsa ilişkilendirilebilecek bulgular, onlar da derlenilen bilgiler kapsamına alınmıştır.
Yozgat Türbelerine dair Tuğçe Erdal yürütmekte olduğu proje kapsamında geniş yer vermiştir.Çapanoğulları Aile Türbesi, Çoban Dede Türbesi, Çoban Dede Türbesi, Damat Hocazade Necip Efendi Türbesi, Dede beli Türbesi, Dede Türbesi, Durak Abdal Türbesi, Eli yeşil Süleyman Türbesi, Emirci Sultan Türbesi, Hacı İsmal Türbesi, Hacı Murat Türbesi, Halil baba Türbesi, Hayran Tekkesi Türbesi, Köprücü Baba/Hoca Türbesi, Molla Osman Dede Türbesi, Musa Beyli Türbesi, Nohutlu Baba Türbesi, Osman Geylani Türbesi, Sarı Kız Türbesi, Seyyid Ahmet Türbesi, Sıddık Dede Türbesi, Sofi Hoca Türbesi, Şeyh Hacı Ahmet Efendi Türbesi, Tayfur Baba Türbesi, Turudu Dede Türbesi, Yedi Kardeşler Türbesi, Yeşil Tekke Türbesi, Yozgal Ali Baba(Çam Baba-Sarı Baba) Türbesi, Zeyneddin Baba Türbesi, Bektaş Baba Türbesi, Bulgurcu baba Türbesi, Bun Baba (Mum Baba) Türbesi) Can Baba Türbesi, Abdullah Efendi Türbesi, Ahmet Lütfi Efendi Türbesi, Ali Dede Türbesi, Arab Dede Türbesi gibi türbeler Doç.Dr. Tuğçe Erdal´ın çalışmaları ile tespit edilmiştir.
Biz bu çalışmamızda kutsal mekan olarak Ovoo/oboo karekterli bir ziyaret yeri ve Kütük Ziyareti gibi bu konulu çalışmalara yeni boyutlar getirebilecek bulgulara rastlayınca, biraz daha mitolojik derinliği olan ziyaret yerleri üzerinde durmaya çalıştık. Evvelce yaptığımız bir çalışmada Yozgat merkezde Çobanoğlu Camiinin bitişiğindekiÇobanoğlu Ailesine ait türbe, merkezde Osman Paşa Emirci Sultan Türbesi, Şeyh Hacı Ahmet Efendi Türbesi, Şeyh Osman Nuri, (Ölmez Toprak,) Şeyh Osman mahallesi Sarı Toprak mevkiindeSeyyid, Çandır, Merkez yeni meydan mahallessinde Şeyh Sultan Hatun Kümbet, Çekerek ilçesi Özükavak kasabasında Şeyh Yakup Yapğmur Baba, Aynı ilçenin Çltak köyünde Pir Ali Baba, Aynı ilçenin çeltik köyünde hacı fatma Ana, Yerköy-Karaca ahmetli KöyündeMolla Osman Hz. Yeşil Pabuç ziyaretlerine dair Diyanet İşleri Başkanlığı Arşiv Kayıtları´nı esas alarak kısa bilgiler vermiştik[7]
Kaynak kişilerden alınan bilgiler metne alınırken, o konuda varsa evvelce tespiti yapılmış çalışmalar ve konulan teşhisler aralarındaki ilişkiye de işaret edilmiştir.
METİN.
Tülekler:
Tüleklerin isim alışları ve isimlerinin anlamı hala tam açıklığa kavuşmamıştır. Bazı yörelerde Tölek olarak da geçmesine rağmen toplumun ismi çok bilinen ismi Tülektir.
Bu konuda yapılan bir ön incelemeye göre, Kaşgarlı Mahmud Divan-ı Lügat- it Türk isimli eserinde Tülek kelimesini “Tülek; dört ayaklı hayvanların tüylerini döktükleri sıra. Tüleğin geldi demek ise, koyun kırkımında geldi demektir.
Kaşgarlı´ya göre “tölek” kelimesi ise, dölek, gönlü sakin kişi, oturaklı gelmektedir.
Tülek kelimesinin Çağatayca´da Tülek kelimesi bazı hayvanların bilhassa kuşların tüy dökmesi, Arapça´da ise bu kelime yoluk tavuk manasına gelmektedir. Eski Uygur Türkçesinde ise Tülek ve Tölek kelimelerine, özel isim olarak yer ve insan adı şeklinde rastlanılmaktadır.
Tarama Sözlüğünde ise Tülek, ava alıştırılmış demektir. İkinci olarak da tüy değiştirmiş manasına gelmektedir. Genelde kuşların ve özelde Togan ve şahin gibi kuşların tüylerini değiştirmeye Tülek derler. Tülemiş kuşa, Tülek denir. Tüleğe gelmek demek ise, aynı sözlüğe göre, kıvama gelmek, uygun duruma gelmek manalarına gelmektedir.
Derleme sözlüğünün verdiği bilgiye göre ” Tülek, Tölek ve Tüleh kelimeleri genel ve ortak olarak, kurnaz, açıkgöz, düzenci manalarına gelmektedir.
Bizim bu çalışmayı yapıp bölgede ve bu halk kesimi ile derlediğimiz derleyebildiğimiz halkbilim verilerine göre kelimeye yüklediğimiz anlam kuşlar, onların yaşam biçimleri, vücut aksamları ile ilgili olmalı, kanaatindeyiz.
Tülek bir kuş türü daha doğru bir ifade ile avcıların avda yararlanmak üzere eğitimden geçirdikleri yeteneklerini geliştirip avda görevlendirdikleri kuşa verilen isimdir.
Hasan Ağa/Pus Köylü Hasan Ağa/Deli Hasan Ağa/Avcı Hasan Ağa yaklaşık 150 yıl evvel Tülek bölgesinde yaşamış bir kimsedir. Köyü olan Hacı Hasanlı ismini bu şahıstan almış Bu köy Hasan´dan dolayı ağa köyü olarak bilinirmiş. Kardeşlerinden birisini çapanoğlu astırmış Halay çekip keklik avlamakla ün yapmış. Avda keklik sesi çıkarır ve eğitilmiş kekliğinin sesi ile kekliklerin av alanına gelmesini sağlamakla meşhur bir kimse imiş. Keklik avının müptezeli olarak ün salmış. Mahsenli Ali Efendi bu şahın dedelerinden Hacı Hasanlı Camiinin bahçesinde yatmakta olan Ali Bey Avşariçin “Miracını kazanmış, ahretini kazanmış, ermiş bir kimsedir, demiş
Yörede gelinlere telek takmak çok yaygın ve keklik teleği de pek makbulmüş. Gelin kalpağı, fesi altınlarla süslenir telekle süslenirmiş. Tavuk teleği pek makbul değilmiş kıymetli kuşların telekleri çok daha itibarlı imiş. Keklik teleği bu türden kıymetli bir telekmiş. Bu inanç ve uygulama hala devam etmektedir.[8]
Orta Hacı Ahmetli köyünde Gelin Bayrağı olarak oklava hazırlanır. Bunun için Ak tülbent üzerine al veyeşil kurdele dolandırılır. Tülbentlerin uçlarına boyanmış tülbent takılır. Oklavanın tepesine elma ve onun üzerine ayna ve elmanın üzerine de telek takılır[9].
Gelin kofiklerine telek takmak, kuş teleği bulamayınca da tavuk teleği takmak bunun için al ve yeşiltelek bulunamayınca beyaz tavuk teleğini boyamak suretiyle renkli telek yapmak Tölek köylerinin yanı sıra, Sıraç, Salur, Abdal ve diğer Türkmen köylerinde hala yaygın bir biçimde uygulanmaktadır. Tüleklerde evvelce fes, ayna ve telek çok daha yaygındı[10].
Tülek köyleri; Hasanlı, Yukarı Hacı Ahmetli, Orta Hacı Ahmetli, Aşağı Hacı Ahmetli, Kırdök, Hacı Hasanl, Hacı Duraklı, İbikli, Beşikli, Demirli´dir.
Bölgede Tüleklerle birlikte yakın çevre köylerinin itibar ettikleri Ocaklar Orta Hacı Ahmetli´deki Dircit Ocağı oldukça ünlüdür.[11] Hacı Hasanlı Köyünde Hüseyinli Çiftliğinde geceleri Işık yandığına inanılan bir türbe vardır[12].
Işıklı türbe, ışıklı kabir, ziyaret yerlerinden ışık gelmesi halk inanmalarında çok yaygındır. Bazı kutlu kabul edilen mezarların ışık saçtığına inanılır. Türbe yerine “Işıklı Kabirler” tanımlamasının yapıldığı de olur. Işık saçmak nur saçmak anlamda da kullanılır.[13]
Tüleklerde genelde şiirsel konuşma yeteneği vardır. Usta ağıtçıdırlar. Çok sayıda halk şairi yetiştirmişlerdir. Ünlü Zahidem Türküsü Orta Hacı Ahmetli Tülek köyünde yakılmıştır. Hacı Hasan Ağa´nın torunu Battal Oğlu Hacı Yusuf´un menkıbevi bir hayatı vardır. Yüzünde suçiçeği lekeleri olan bu şair çok güzel bir kıza âşık olur. Kız aşığın yakınlarına aşığı aşağılayıcı söyler bunun üzerine âşık anında bu şiiri okur;
Gündoğmuş´tur senin adın
Elde yok lezzetin tadın
Hele bana çirkin dedin
Niye güldün arkam sıra
Ben Kerem sen de Aslı
Yaslı deli gönül yaslı
Kırnav olmuş kedi sesli
Niye güldün arkam sıra
Âşıklık her şeye murat
Coştu deli gönül oldu Fırat
Sana çıksın benim kırat
Niye güldün arkan sıra
Dil Döverler[14] senden iyi
Kırık dut şerefsiz büyü
Sana çekem birkaç köyü
Neye güldün arkam sıraBaşına vurayım dizgin
Kılık kıyafetin düzgün
Sana çıksın çifte Kuzgun
Niye Güldün arkam sıra
Kurtar beni şu kahırdan ölümden
Vefa olmaz koynundaki gülünden
Bir hatıra olsun zülfün telinden
Ver gidelim yolumuza ak gelinBoyuna bosuna baktım yapına
Düzen vermiş kadir Mevla´m çağına
Garip kuş gibi geldim kapına
Gerdanının zekâtını ver gelin
Susuz değirmenin döner mi çarkı
Yıkılmış bentleri sulamaz arkı
Dolaştım şark ile garbı
İhtiyar kocası dostu cebeyi
Mevla´m Miyase´yi vermiş Muhtad´a
Sen de benim nasibime çık Cebeyi
Gönlüm Mevla´da elim havada
Üç yavru bıraktım ıssız yuvada
Gönder Kadir Mevla´m sılaya[15] –Hacı Yusuf Say
Tülekler ünlü ağıcılardır. Yas evlerini dolaşan özel ağıtçı kimselerden ziyade her acılı aile adeta yas anında usta ağıtçı olurlar Bir Tülek annenin oğluna yaktığı ağıtta;
Memmedim gelirse keserim kurban
Bir kızı evli de oğlu da ergen
Karların içinde yatma kurbanım
Üstüne örterim ipekli yorgan[16]
Tülekde ölümün üçüncü günü Üç Yemeği, yedinci günü Yedi Yemeği ve Kırkıncı günü de Kırk Yemeğiverilir.[17]
Bu toplumda ölmüş bir yakınını rüyasında gören kimse bir haber alacağına, bir misafirin geleceğine yorar ve ölünün ruhuna fakire bir sadaka verir[18].
Tüleklerde bebeye ismi verilirken sağ kulağına ezan ve sol kulağına da gamet okunur. Bu toplumdan derlenilmiş bir ninni örneğinde de;
Ağlama bebeğim ağlama
Üç gün kaldı bayrama
Anan yemek pişirir
Baban çifte göbek şişirir.[19]
Bu toplumda da Aşerme ile ilgili inançlar vardır.
http://yasarkalafat.info/?p=1460