Dr. Yaşar Kalafat


Develi Kızık Halk İnançlarında Kuman/Kıpçak İzleri (1)

Yakın akraba evliliği bilinebilen kadarı ile Eski İnanç Sisteminde de yoktu.


       

 

Yaşar KALAFAT(2)

 

 

GİRİŞ:

Bu bildiride, Anadolu´da yurt tutmuş olan Kuman/Kıpçak Türkleri ile Oğuz Türklerinin kültür coğrafyalarının genel bölgeleri, var ise halk inançları farklılıklarından hareketle tespit edilmeye çalışılmıştır.

Bu ihtiyaca, Kuman/Kıpçak Türklerinin Gregoryen Hristiyan mezhebine girdikten sonra, Güney Kafkasya´da Ermeni(3) ve Gürcü(4) toplumları arasında eriyerek kültürel kimlik değişimi yaşamış olmaları” ve onlar için haksız olarak konulmuş olan “savaş sanatlarının dışında kültürlerinin olmadığı” şeklindeki hatalı teşhis” konulması lüzum göstermiştir.

Buradan hareketle dil-din bağlantısı, kültürel kimliğin değişime ve kayba uğramasına, halk inançları penceresinden bakmaya çalışılmıştır.

Bu tespitten yola çıkılarak, halk inançları kültürlerinden hareketle yapılan araştırma sonuçları, bildiri konusu olarak ele alınmıştır.

Kuman/Kıpçaklar için konulan bu gerçek dışı tanımlama tamamen asılsızdı. Prof. Dr. İbrahim Tellioğlu, Prof. Dr. Salim Çöhçe, Prof. Dr. Osman Karatay, Prof. Dr. Ahmet Gökbel, Prof. Dr. Hülya Kasapoğlu Çengel, Prof. Dr. Firidun Rızayev´in çalışmaları, Kuman/Kıpçak Türklerinin, Türkmen Türklerine nazaran daha aristokrat olduklarını gösterir içeriklidirler. Gregoryen Kıpçaklar Ermeni harfli Türkçe dini metinlerin yansıra Arapça sözlük ve gramer kitapları da yazmışlardır. Ortodoks Türk Atabekleri gibi, Musevi inançlı Kırımçak Türkleri de Urumlular olarak bilinen Türk kesimler de Kuman/Kıpçak Türklerindendiler.

İslamiyet´ten evvelki Bulgarlar gibi Türk toplumlarının da Balkanlardaki akıbetleri de bir anlamda Kuman/Kıpçak Türklerinden farklı olmamıştır.(5)

Bu noktadan hareketle, Kuman/Kıpçak halk inançları incelemeye çalışılmıştır. Güdülen bu amaçla, halk inançlarında yaşayan Kuman/Kıpçak inanç izlerinden hareketle, geçmişten günümüze bu Türk toplumunun Anadolu coğrafyası da belirlenmiş olacaktır. Bu özelliği ile çalışma, yazılı tarih belgeleri yaşayan halk inançlarından hareketle, canlı tarih verileri ile örtüştürülecekti.

“Kuman-Kıpçaklar, Altaylardan Anadolu ve Balkanlara, Rus bozkırlarından Kuzey Afrika´ya kadar olan geniş bir coğrafyada siyasi ve kültürel açıdan derin izler bırakmıştır.”(6)

2015 yılı baharında bize Cezayir´den tanımadığımız birisi mesaj gönderdi mesajda, “Ben de Kalafat´ım Türk müyüm? Bana Kalafatlar hakkında bilgi verir misin?” denilmekteydi. Ona verdiğim bilgide; “Yılmaz Öztuna´nın bu konuya da açıklık getirebilecek yaptığı açıklamaya göre, “Osmanlı Sadrazamlarından birisi M. A. Kalafat´tı. Bu şahıs Kuman Türklerinden olabilir, Osmanlı döneminde devşirme olarak orduya girmiş olabilir. Siz de muhtemelen Barbaros dönemi Kumanlarından olabilirsiniz” şeklinde ihtiyatlı bir açıklama yapmıştım.

2019´da Sürmene´nin Petekli (Magavla) köyünden emekli öğretmen Selahattin Kalafat´tan aldığım Kalafatlı ailesinin mahiyetini araştıran bir mektupta,” Kalafat ve Kalafatoğlu ailelerinin Çoğunlukla Trabzon, Giresun, Ordu hatta Sinop illerinde yaşadığını, Kalafatların bölgenin yerli halkı mı yoksa bölgeye dışardan mı geldiğini soruyordu.(7)

Anadolu´nun Karadeniz sahil şeridinde Kalafat aile ismi Zonguldak ve Çanakkale´yi de kapsamaktaydı(8) Bu coğrafyanın mübadiller coğrafyası(9) Çepni Türkmenleri bağlatışı üzerinde de durulmuştur.(10)

Araştırmacı “Evliya Çelebinin 1640 yılındaki Trabzon seyahatnamesinde; “Burada 1640 tarihinde Trabzon´da Kalafatoğlu” künyeli isimleri bulunan kişilerin olduğunu görmekteyiz ve Evliya çelebi bu kişilerin “Laz Taifesi” olduğunu söylemektedir. Evliya Çelebi “Laz” derken burada yerli halktan bahsettiği açıktır. Bu durumda Kalafat ailesinin Karadeniz´in yerli halkı olduğu düşüncesi kuvvetlenmektedir.” Demektedir.(11) Bu noktada Selahattin Kalafat´ın da belirttiği gibi 1486, 1583, 1553 ve 1583 Osmanlı Tapu Tahrir kayıtları, Makavla köyünün Müslüman veya gayri Müslüm olduğunu bu arada Kalafat´ların konumu belirleyebilecektir.

Bizim, Kalafatlı ailesinin geçmişini araştırma adına ailemizden ve köyümüz olan Petekli/Makavla´dan yaptığımız araştırmalarda baba soyundan 13 ve Mutoğulları anne soyundan 12 nesil evveline dair çıkarabildiğimiz soy kütüğünde çıkarabildiğimiz bütün isimler Türkçe ve İslami idiler.(12)  Köy merkezi ve yakın çevresinde çevre köylerinde kilise kalıntısı dahi yoktu. Konuşma dilimiz de Lazca ve Rumca değildi.

“1238 yılında Moğol akınları başlayınca Başbuğ Köten idaresinde kırk bin kişilik bir Kuman grubu 1239 yılında Macaristan´a gelmiştir. Kralın tabiiyetinde bulunmak ve Hristiyanlığı kabul etmek koşuluyla Macaristan´a sığınmışlar(13) ve Tuna ile Tisa arasına iskân edilmişlerdir.(14) Gelenlerin hepsi Hristiyanlığı kabul etmiştir.(15)

Biz, araştırmalarımızda, Kırım´da Bulgaristan´da, Romanya´da Kıbrıs´ta Rodos´ta Kalafatlarla ilgili aileler ve yer isimleri tespit ettik. Bu bilgiler ışığında, Tuna-Tisa´nın tespiti Kuman/Kıpçak olan Kalafatlarla doğrulanmaktadır. Halen Yunanistan´da oldukça büyük bir topluluk oluşturabilen Kalafatlı köyleri var. Kalafatlar Türkiye´den giden Mübadillerden evvel de o bölgede varmışlar. Anadolu´nun batı sahillerinde, Muğla gibi illerde, halen bu soy ismi taşıyan aileler mevcuttur. Bunları biz farklı vesilelerle makalelerimizde açıkladık.(16)

Macaristan´da Kumanlar, “Yavaş yavaş asimile olmaya başlamakla birlikte, hayat biçimlerinde Doğuya özgü özellikleri uzun süre muhafaza etmişlerdir. Bunda en önemli etken Kumanların kapalı bir topluluk olarak yaşamaları olmuştur.(17) Bu nedenler, Kuman dilindeki özellikle coğrafi adların, özel adların, hayvancılıkla ilgili kelimeler ile örf ve adetlerinin büyük bölümünün bu zamana kadar muhafaza edilmesini sağlamıştır.(18)

Doğuya özgü özellikler dediğimiz Atlı Göçebe Bozkır Kültüründür. Yani biz Türklerin İslamiyet´e girmeden evvelki medeniyetidir. Bu medeniyetin dini Gök Tanrı dini, Eski Türk İnanç Sistemi, yani Kısmen Şamanizm´di.

“Anadolu´ya bakan kısımlarında, Ahıska´dan Rize´deki Fırtına vadisine kadar olan kıyı kesimi ile Artvin, Borçka, Şavşat, Ardanuç, Yusufeli ve Torul Kıpçakların idaresine bırakılmıştır. Artık bu bölge “Atabeyler Yurdu”(Sa Atabego) adıyla anılmaya başlanacaktır.”(19)

“1223 yılındaki Kalka Savaşı´nda Moğolların, Kıpçak-Rus birliklerini dağıtması üzerine Kuman-Kıpçakların bir kısmı Kırım´a gitmiştir. Daha sonra Suğdak üzerinden Sinop´a gelmişler ve buradan Karadeniz´e yayılmışlardır.”(20) Biz, yapmaya çalıştığımız alan çalışmalarımızda, halk inançları ve yer adları bilgisinden hareketle Kastamonu çevresinde Kuman/Kıpçak varlığını tespit edebiliyoruz.(21)

Atabeyler yurdu açıklaması ile, bölge itibariyle Ahıska Çıldır Atabeklerini kastedilmiş olur. Çıldır-Ahıska arasındaki coğrafya da doğal olarak, Kuman/Kıpçak coğrafyasıdır.(22)

“1223 yılındaki Kalka Savaşı´nda Moğolların, Kıpçak-Rus birliklerini dağıtması üzerine Kuman-Kıpçakların bir kısmı Kırım´a gitmiştir. Daha sonra Suğdak üzerinden Sinop´a gelmişler ve buradan Karadeniz´e yayılmışlardır.”(23)

Bu tespit, Karadeniz´in Anadolu sahili itibariyle Kuman Kıpçak coğrafyasının belirlenebilmesi bakımından bizim için çok önemli idi. Zira çalışmalarımızla Kastamonu-Tosya´da Sinop´-Yakakent´de halk inançları toponomi ve onomastikten hareketle Kuman Kıpçak izlerini bulmuştuk. Kalafatların bölgede köyleri vardı(24)  Sinop-Yakakent ilçesinin kayıtlardaki eski ismi Kumanos-Kümenus idi.(25)

“Kuman-Kıpçaklar, Karadeniz Bölgesi´ne yayılmışlardır. Günümüzde İslamiyet´i benimsemiş bir halde özellikle Artvin, Rize ve Trabzon´da Kuman-Kıpçak antropolojik özelliklerine sahip Türkler çoğunluktadır.”(26)

Kuman/Kıpçakların “Suriye ve Mısır”, “Türkiye”, “Hindistan”, “Doğu Avrupa ve Balkanlar”, “Altınorda Hanlıklar” tarihî coğrafyaları belirlenmişti.(27)

Bu maksatla genel hatları ile Kuman/Kıpçak coğrafyası çizilmiş, Anadolu Kuman Kıpçak coğrafyasına keza genel hatları ile değinilmiştir. Kuman/Kıpçak-Oğuz Türk halk inançları karşılaştırması için daha evvel yaptığımız çalışmalarda, Doğu Karadeniz´den Artvin Kuman/Kıpçakları(28) ve Batı Karadeniz bölgesinden de Tosya-Kastamonu bölgesi halk inançları üzerinde yoğunlaşamaya çalışılmıştı.(29)

Arayışımızın bu bölümünü Kayseri Kızık Türkmen köylerinden Ova Kızık isimli olan köyünde yaptık. Kayseri Kızık yerleşkesi Amasya-Tokat hattından Karadeniz bölgesine açılıyor ve Sinop´a kadar bu hat devam ediyordu.(30) Tespiti yapılabilen bulguların tamamen Kuman/Kıpçaklara ait olduğunu söylemek haliyle mümkün değildi. Zira Kızık Türkmenleri de Kuman/Kıpçak Türkleri gibi Eski Türk İnanç Sistemi inancından gelmekte ve ana dilleri doğal olarak Türkçe idi. Tarih boyunca farklı coğrafyalarda bir arada yaşamış olmalarının yanı sıra, her ikisi de Türk toplumları idiler.

İnanç içerikli bulgularımıza geçmeden evvel bir iki hususa daha kısaca değinmek gerekecektir.

Kayserinin bu bölgesi mübadiller kapsamında Balkanlara Türk göçü de vermişti. Bunlardan bir kısmının Kuman/Kıpçak Türkleri olabilecekleri tezini, Anadolu´nun bir kısım Kızık Türkmen halk inançları teyit etmektedir. Nitekim Yunanistan´a mübadil olarak giden halkın halk inançlarında Tengricilik/Eski Türk İnanç Sistemi(31) inançları ile ilişki kurulabilecek bulgular içerdiği görülmektedir.

Bu araştırma ile gündeme getirilen tezin savunulması, Karadeniz mübadillerinin halk inançları ile de doğrulanabilmektedir. Karadeniz bölgesi halk inançlarında geçen yüzlerce yıllık İslami döneme rağmen yaşayan halk inançları Yunanistan mübadillerinin halk inançlarında da yaşamaktadır.

Buradan şu sonuca varılabilmektedir. Kuman/Kıpçak Hıristiyan ve İslam Türkler olarak Gürcistan, Ermenistan, Yunanistan kültür hayatlarında dinleri ve dilleri değişime uğramış olsalar da onlar Ermenistan, Gürcistan, Yunanistan kültür ve sanatlarının, yapıcılarındandırlar. Bu ülkelerin sanat ve fikir dünyalarına katkıda bulunmuşlar, bu alanların yapıcıları arasında olmuşlardır. Slav, edebiyat, fikir ve düşünce hayatında da durum farklı değildir.(32)

Saniyen açıklayalım, Kuman/Kıpçak Türk kültür izlerini Balkanlar veya Kafkasya´nın gayri Müslüm medeniyetlerinde aramaya kalkarak tarihin akışına ters istikamet verme içerikli olmaz. Zira böyle bir stratejik arayış bölge halklarının ihtilafa sürüklenmelerine yol açar. Bize göre bölge halklarının tarihin derinliklerinde kalmış olsalar da onların arkaik kültür akrabalık bağları, aralarında kurabilecekleri anti emperyalist yapılanma için gereklidir.

Bizim, stratejik kurgumuzla Kuman/Kıpçak kültür izlerini arayışımızla amaç, bölge halklarının, bölgesel güç olabilmeleri arayışlarında, değişebilen dinlerine rağmen, uzak geçmişteki akrabalık bağlarına işaret edebilmektir.

Üzerinde durduğumuz husus bir kültür stratejinin ilk adımları mayalanma dönemidir. Emperyalizmin elinden halklar arası ihtilaf kozunu alıp, anti emperyalist yapılanmanın yapı taşları haline dönüştürmektir.

Halkların kültürleri ile göç etmiş olduklarını biz günümüzde güney ve güneydoğu Anadolu´da yaşamakta olan Tatar(33) ile Kurt Barak(34) Türk aşiretlerinin halk inançlarında çok net olarak görebilmekteyiz. Her İki Türk toplumu da bölgeye geldikleri yörelerin farklı inanç kültürü izleri ile gelmişlerdi. Bu izlerden hareketle bölgeye geliş güzergahlarının dahi izleri takip edilebilmektedir.

İncelenmesi yapılabilen Kuman/Kıpçakların kültür hayatlarındaki inanç içerikli tespitlere geçmeden, Hıristiyan toplumları Hıristiyanlık evveli dinleri dinler için pagan dönemi olarak genel bir adlandırma ile bakmakta ortaklığı ve devamlılığı buradan hareketle açıklamaktadırlar. Bize göre bütün dinlerde pagan dönemlerine rağmen milletlerin farklı mitolojik geçmişleri vardır.

 

METİN:

 

Türk Dinler Tarihi-Halk İnançları Bağlantısı İtibariyle;

“Kuman/Kıpçaklarda yaşamakta olan bazı inançlar Anadilleri Türkçe olan Karaçay, Balkar, Kumuk, Nogay gibi halkların yanı sıra Kafkasya´nın farklı ana dilli Abhaz, Çerkez, Çeçen, İnguş, Lezgi, Oset gibi halkların inançlarında da yaşamaktaydı”(35) Bu inanç tespitleri Atlı Göçebe Bozkır Kültürünün merkez coğrafyası ile bütünleşiyordu. Bu bütünleşme Oğuz Türk inançlarında da doğal olarak görülüyordu. Eski Türk İnanç Sisteminin Oğuzlar ve Kuman/Kıpçak, Peçeneklerde izlerini takip edebilmek mümkün iken, İslamiyet´e girmiş olan Türk kesimlerinde kısmen bir inanç kırılmasının olduğu görülebilmektedir. Bu konuya sebepleri ile tekrar döneceğiz.

İsmi anılan Kafkas halklarında yakın evlilik yok iken Oğuz Türkleri arasında yakın akrabalık olabiliyordu. Totemizm din olmamakla birlikte (36) ortak totemi olan halklar arasında yakın evlilik menedilmişti. Zira onlar bir noktada ortak manevi atanın çocukları idiler. Yapılan tespit Totemizmle izah edilebilir miydi? Biz, konuya getirebildiğimiz izah şekli ile, daha ziyade Eski Türk İnanç Sistemi, bu sistemin yapı taşlarından olan “ak ve kara iyeler”, sistemin şifrelerinden olan “sahiplilik”, “basmak”, “bağlamak” gibi kavramlar bağlantılı ihtiyatlı açıklamalar yapabiliyoruz. Yakın akraba evliliğinin olmaması atlı Göçebe Bozkır coğrafyasının iç bölgelerine doğru gidildikçe ve Eski Türk İnanç Sisteminin izleri daha bariz görüldüğü toplumların inançlarında da yoktu.

Dede veya nine hayata iken ailenin sosyal yapısında babalık ve annelik statüleri bize göre sahipli oldukları için başkaları tarafından kullanılamaz.

Bu noktanın açıklanması İslamiyet´le izah edilebilir miydi? Zira Oğuz Türkleri, tümüne yakını ile Müslümandılar ve İslamiyet akrabalık konusunda sınırlamasını belirlemişti.  Kardeş çocukları, amca dayı çocukları evlenebiliyorlar, evlenebilmek için 7 göbek sayılması gerekmiyordu. Bu hususun açıklanmasına, Oğuz Türkü olup İslamiyet´e girmemiş Türklerin halk inançlarına bakılması gerekecektir.

Gürcistan ve Ermenistan Ortodoksları ve Gregoryenlerinde de yakın akraba evliliği yoktur. İslamiyet´e girmiş Gürcüler ve Acara Türklerinde yakın akraba evliliği olabilmektedir. Ayrıca Tatarlarında, Gagavuzlar ´da Urumlarda, Kırımçaklar´da, Çuvaşlarda, Başkurtlarda, Sibirya Türk Halklarında, Kazaklarda, Kırgızlarda yakın akraba evliliği yoktur.

Mitolojik veriler İtibariyle;

Kızıklar, 24 Oğuz´un Bozoklar kolunun, Yıldızhan boyuna bağlı bir Türkmen yapılanması iken Kayseri´nin Kızık köyünde ailede dede ve nene hayatta iken diğer Türkmenlerdeki uygulamadan farklı olarak ailedeki torunlar baba ve annelerine “baba” ve “anne” diyemezler. Onlardan torunlar, baba ve annelerine “ağabeyi” ve “abla” derler. Bazı hallerde de baba ve annelerine, dede ve nenelerinin hitap şekli ile isimleri ile hitap ederler.(37)

Dede ve nine hayatta iken onlara ait isimler onların torunlarına verilmezler. Onlara ait isimlerin torunlarına verilebilmesi için onların ölmüş olmaları gerekir.

Eşler birbirlerine isimleri ile hitap etmezler, onlara hitap ederlerken ya “Herif”, “Bizimki” veya Adam gibi takma isimler koyarlar veya ismi örtüleyen bir hitap şekli koyarak, beyleri için “çocukların babası” hanımları için “evin sahibi” gibi ismi açıkça söylemek yerine kaparak söylerler Gelin kayınvalidesine oğlundan bahsedecek ise “oğlun”, damat da annesine eşi için “gelinin” derler.

Bu son açıklama şekli Türkmenler ve Kuman/Kıpçaklarda ortak bir özelliktir.

Bu toplumda gelinin gelinlik yapmasındaki kurallar, damadın damatlık yapmasından daha katı daha ağırdır. Gelin, eşinin ilk okul çağındaki erkek kardeşine de “gelinlik” yapmak zorundadır. Salonda ondan yukarıda bir yerde oturamaz o, oturması için izin vermeden, ayakta durur, oturmaz. Onun yanında da yaşmaklanır. Yaşmaklanmak bir edep haya uygulaması olarak bilinir.

Gelin, birlikte yaşadığı aile fertlerinden eşinin kız kardeşi olan görümcesine karşı da gelinlik yapmak durumundadır. Damat eşinin kız kardeşi olan baldızına karşı bu sorumluluğu duymaz. Evlenmek süetiyle oluşan akraba soyunun erkek evlatla devam etmediğine inanılır. Akbalıklarda, erkek tarafının adeta farklı bir ağırlığı, üstünlüğü vardır.

Soy erkekten devam eder, oğlu olmayan ailenin soyunun devam etmediğine inanılır. Soyun erkek tarafından sürdüğü inancı Türkmenler de de Kuman/Kıpçaklarda da vardır.

Kuman/Kıpçak Türklerinden olan Karaçay-Malkar Türkleri yedi göbek atasından itibaren ceddini bilmek zorundadır. Bu Türk toplumunda Tukum Ad adı verilen bir soy adı vardır. Bu toplumda ilk soyların atalarına Tin Ata denilir.(38)

Eski Karaçay-Malkar Geleneklerinde birbirleriyle yedi göbek, yedi kuşak önceden akraba olanlar veya aynı soydan, tohumdan gelenler değil, soyları aynı tin ataya dayanan bile evlenemezlerdi Karaçay Balkarlarda kardaş soy, kardaş tohum sayılan soylardan gelenler de evlenemezlerdi.

Kayseri Kızık köyünde çok gelinli ailelerde genelde ata ocağından kardeşlerden en büyüyü ayrılır. Karaçay Balkarlarda “Ullu Üyür” dağılmadan evvel ayrılan kardeşler ocaktan birer kor parçası ateş alarak kendi evlerinde ilk ateşi onunla yakarlar ve böylece baba ocağına bağlılıklarını bildirirlerdi.(39)

Bu uygulama İran Türklerinden Kaşkailer´de de halen yaşamaktadır. Türk halklarının sözlü kültüründe “baba ocağının ateşini taşıdı”,” Aynı Ocaktan ayrıldılar” şeklinde yaşamaktadır. Baba Ocağında bir kutun olduğuna inanılır.

Kayserinin Ova Kızık, Kızık köyünde yaşamakta olan bir inanca göre, çok çocuklu kadının otağının eşiğinin altından alınan toprak, yaşamayan bebeklerin altına serilir ise onların da yaşayabileceklerine inanılır. Bu toprakta kut aranır, ölüme yol açan kara iyelerin hükmünün bu toprağa geçmeyeceğine inanılır.(40)

Büyük aile tiplerinde, gelin ve damat kendi anne ve babalarının yanında, çocuklarına açıktan sevgi gösteremezler, bu tür haller ayıp ve saygısızlık olarak algılanır. Bu son tespit de Türkmenlerde ve Kuman/Kıpçaklarda ortak özelliktir.

Kadın kişinin saldırı halindeki düşman erkeğinin önüne yaşmağını atması üzerine saldırının durması örneği, Kuman/Kıpçaklarda olduğu gibi Türkmenlerde de vardır.

Gerek Türkmenlerde ve gerekse Kuman/Kıpçaklarda işi istikametinde yürümekte olan er kişinin yolu kadın kişi tarafından kesilmez. Kadın kişinin bu kurala uymaması er kişinin kısmetini engelleyeceği, uğruna sekte vuracağı şeklinde anlamlandırır, inanılır. Böyle bir duruma düşmemek isteyen er kişi geriye döner, evine gidip, bağlı olan, bağlı olduğuna inanılan yolun açılmasını bekledikten sonra tekrar yoluna çıktığı olur. Bazı hallerde kadın kişi yüklü arabanın da keza aynı gerekçe ile yolunu kesmemesi gerektiğine inanılır ve ona göre davranır.

Bağlamak, bağlanılmak, bağlanılmış olmak, uğura mâni olmak bir büyü uygulaması hallidir. Kurtağzı bağlandığı gibi damat da bağlanır, keza bu uygulamada kısmet bağlanmış olmaktadır.(41)

Yolu kadın kişi tarafından kesilen er kişini de, kısmeti, rızkı kadın kişi tarafından basılmış, kesilmiş olmaktadır. Zira özellikle kırsal kesimde az da olsa yaşayabilen inanca göre kadın kişi de pek uğur aranmaz.

 

 

SONUÇ:

 

Kızık Türkmenlerinin halk inançlarında da doğal olarak Eski Türk İnanç Sisteminin İzleri vardır. Kuman/Kıpçak Türklerinde bu inanç devamlılığı daha barizdir. Kızık Türkmenlerinden Develi Kızık köyü ve Ova Kızık köyü ile Orta Karadeniz bölgesi Sinop-Amasya yöresi Kızık hattı halk inançlarında Kuman/Kıpçak halk inançları benzerliği daha barizdir. Kuman/Kıpçaklarda görülen yakın akraba evliliğinin menedilmiş olması gibi tespitler, bu cümleden olarak zikredilebilir.

Yakın akraba evliliği bilinebilen kadarı ile Eski İnanç Sisteminde de yoktu. Tarih boyunca farklı dinlere de girebilen Türklerin büyük çoğunluğunda yakın akraba evliliği yokken, İslamiyet´e girmiş Türklerde yakın akraba evliliği görülebilmektedir.

Atlı Göçebe Bozkır Medeniyeti kültür izlerini taşıyan ve fakat ana dili Türkçe olmayan Kafkas halklarında da yakın akraba evliliği yok iken, bu halkların Kafkasya ve Anadolu´da olup İslamiyet´i kabul etmiş olanlarında da yakın akraba evliliği olabilmektedir.

Üzerinde durulan Kızık bölgesinde Kuman/Kıpçak izlerinin görülmesi; Türkmenlerle Kuman/Kıpçakların bir arada ortak toplum oluşmaları sonucu etkilenmiş olmaları ile izah edilebileceği gibi, Bir kısım Türkmen toplumlarının İslamiyet´e rağmen geçmiş İnançlarına daha bağlı bir tutum tercih etmeleri ile de izah edilebilir.

 

 

 

 

 

1.Yasar Kalafat, “Develi Kızık Halk İnançlarında Kuman/Kıpçak İzleri” 3. Uluslararası Develi Develi-Âşık Seyrani ve Türk Kültürü Kongresi, 13-14-15 Ağustos 2020 Develi Kayseri

2.Yasarkalafat@gmail.com Halkbilimi Araştırmaları Kültür ve Strateji Merkezi www.yasarkalafat.info

3.Yaşar Kalafat, Atlı Göçebe Bozkır Kültürünün Kafkasya ve Anadolu Halk İnançları Kültüründe izleri- Mitolojik Bir Arayış” Turque Diplomatique, Temmuz 2019 S.123, s 2

4.Yaşar Kalafat, a.g.e.

5.Yaşar Kalafat, “Aziz Nesin ve ‘Bulgaristan´da Türkler Türkiye´de Kürtler” İsimli Esere Dair” Yeni Forum, S.239 (16-31) Ağustos/ 1989; Türkiyem, S. 12 (Şubat 1990) s. 20-22. (Şükrü Kaya Seferoğlu müstear adıyla)

6.Salih Yılmaz, “Kıpçak Türkleri ve Yerleştikleri Sahalar”, Türk Dünyası Araştırmaları, S. 140, Ekim 2002,  

7.Selahattin Kalafat “Kalafat Ailesinin Geçmişi Hk.” 11 Ağustos 2019,

8.Emin Kalafat, 1902 yılında Selanik´te dünyaya gelmiş 01 Kasım 1984 yılında Ankara´da ölmüştür. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesinde okumuş, yabancı dil olarak Fransızcayı seçmiştir. IX. X.  ve XI dönemlerde TBMM de milletvekilliği yapmıştır.

9.Yaşar Kalafat, ”Batı Trakya Türklüğü-Mübadiller-Kuman/Kıpçak Türkleri veKalafatoğulları”,6 B´liler Haber Bilim Kültür Bülteni, Ankara 2019, S.12, s.8-9

10.Yaşar Kalafat, “Kalafatlılar Kuman/Kıpçak mı Çep ni mi?” Yesevî Aylık Sevgi Dergisi, Ekim 2019, S. 310, s. 18-19

11.Selahattin Kalafat, a.g.y.

12.Yaşar Kalafat, “Pınarbaşı Halk İnançlarında “Arpad”, “Angut”, “Şiringa” Tanımlamaları ve Mitolojik Derinlikleri” I. Pınarbaşı (Aziziye) Sempozyumu, Kayseri, 10-12 Mayıs 2018

13.Asım Korkmaz, “1239´da Kuman-Kıpçakların Macar Krallığı´na Göçleri ve Bu Göç Hareketinin Sonuçları”, International Symposium on Migration & Culture Göç ve Kültür Sempozyum Bildiri Kitabı, Nazan Kahraman, Çiğdem Dürüst ve Timur Yılmaz (eds.), C. 1, Aralık 2016, s. 19-20.karşılaştır Ayşe Öztürk, “Karadeniz Bölgesi ile Macaristan Kuman-Kıpçak Coğrafyasının karşılaştırmalı Halk İnançları” ayseozturk2030@gmail.com

14.Kafesoğlu, Türk Milli Kültürü, s. 187; Nagoy, “Yok Olan Bir Halk ve Yok Olan Bir Dil Macaristan´daki Kumanlar ve Kumanca”, s. 159. 19-20.karşılaştır Ayşe Öztürk karşılaştır Ayşe Öztürk, “Karadeniz Bölgesi ile Macaristan Kuman-Kıpçak Coğrafyasının karşılaştırmalı Halk İnançları” ayseozturk2030@gmail.com

15.Yücel, “Balkanlar´daki Türk Boylarının (Peçenek, Uz, Kuman) Sosyo-Kuman-Kıpçak Coğrafyasının karşılaştırmalı Halk İnançları” Kültürel Değişimlerinde Osmanlının Rolü”, s. 727. karşılaştır Ayşe Öztürk, “Karadeniz Bölgesi ile Macaristan Kuman-Kıpçak Coğrafyasının karşılaştırmalı Halk İnançları” ayseozturk2030@gmail.com

16.Yaşar Kalafat, ”Batı Trakya Türklüğü-Mübadiller- Kuman/Kıpçak Türkleri ve Kalafatoğluları I”, Yesevî Aylık Sevgi Dergisi, Kasım 2019, S. 311, s.30-32

17.Julianna Bartha, “Macaristan´da Yaşayan Bir Türk Etnik Gurubu: Kumanların Halk Kültür Mirası”, X. Uluslararası Dünya Dili Türkçe Sempozyumu, Ferruh Ağca ve Âdem Koç (eds.), Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Yayınları, Eskişehir 2019, s. 250. 19-20.zikreden, Ayşe Öztürk karşılaştır Ayşe Öztürk, “Karadeniz Bölgesi ile Macaristan Kuman-Kıpçak Coğrafyasının karşılaştırmalı Halk İnançları” ayseozturk2030@gmail.com

18.Imre Baski, “Orta Çağ Macaristan´ına Yerleşmiş Göçebe Kıpçak Kumanların Şahıs Adlarının En Eski Katmanı Üzerine”, Antalya Birinci Yörük Sempozyumu, 6-8 Aralık 2019, ss. 1-12; Bartha, “Macaristan´da Yaşayan Bir Türk Etnik Gurubu: Kumanların Halk Kültür Mirası”, s. 250; Nurdan Vardan, Macaristan´daki Kumanların Kültürel Hayatı, İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Doktora Tezi, İstanbul 2018; Ahıska bölgesindeki Kuman-Kıpçaklara ait adlar, Macaristan´daki adlarla benzerlik gösterir bkz. Sinan Uyğur, “1595 Tarihli Defter-i Mufassal-ı Livâ-i Ahısha´da Geçen Türkçe Kökenli Kişi Adları Üzerine” Vakanüvis-Uluslararası Tarih Araştırmaları Dergisi, C. 2, 2017, ss. 587-635; aynı konu için bkz. Lazlo Rasonyi, “Kuman Özel Adları”, Türk Kültürü Araştırmaları, III-IV-V-VI, 1966-1969, ss. 71-144; Arpat Berta, “Kumanların Kökeni Macaristan´daki Kumanların Erken Tarihi”, Emine Yılmaz (çev.), Türk Dünyası İncelemeleri Dergisi, S. 9-10, 1998, ss. 133-142; Nagy, “Yok Olan Bir Halk ve Yok Olan Bir Dil Macaristan´daki Kumanlar ve Kumanca”, ss. 157-170; Macaristan, Kuman Türkleri Özü Türk Belgeseli, TRT 2, 2008, https://youtu.be/GsvbUHiSBuk, Erişim Tarihi: 09.11.2019. 19-20.; zikreden. Ayşe Öztürk, “Karadeniz Bölgesi ile Macaristan Kuman-Kıpçak Coğrafyasının Karşılaştırmalı Halk İnançları”  ayseozturk2030@gmail.com

19.Tellioğlu, “Doğu Karadeniz Kıpçakları”, ss. 61-66. 19-20.karşılaştır Ayşe Öztürk, zikreden, Ayşe Öztürk, “Karadeniz Bölgesi ile Macaristan Kuman-Kıpçak Coğrafyasının karşılaştırmalı Halk İnançları” ayseozturk2030@gmail.com

20.Salim Cöhçe, “Doğu Karadeniz Bölgesinin Türkleşmesinde Kıpçakların Rolü”, Birinci Tarih Boyunca Karadeniz Kongresi Bildirileri, Ondokuz Mayıs Üniversitesi Eğitim Fakültesi, Samsun 1988, s. 482;  Fatma Kaçar Manay, Kıpçak Göçleri, Sinop Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, Sinop 2019, s. 115. 19-20.zikreden, Ayşe Öztürk “Karadeniz Bölgesi ile Macaristan Kuman-Kıpçak  Coğrafyasının Karşılaştırmalı Halk İnançları” ayseozturk2030@gmail.com

21.Yaşar Kalafat. “Batı Karadeniz Kumanlarında Halk İnançları” ,www.yasarkalafat.info

22.M.F.Kırzıoğlu, Ahıska-Ardahan-Artvin ve Oltu´da Hıristiyan Atabekler Hükümeti (1268-1578, www.yasarkalafat.info>

23.Salim Cöhçe, “Doğu Karadeniz Bölgesinin Türkleşmesinde Kıpçakların Rolü”, Birinci Tarih Boyunca Karadeniz Kongresi Bildirileri, Ondokuz Mayıs Üniversitesi Eğitim Fakültesi, Samsun 1988, s. 482; Fatma Kaçar Manay, Kıpçak Göçleri, Sinop Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, Sinop 2019, s. 115. 19-20.karşılaştır Ayşe Öztürk

24.Yaşar Kalafat. “Batı Karadeniz Kumanlarında Halk İnançları”, www.yasarkalafat.info

25.Kaynak Kişi, Hulusi Sak, 60 yaşlarında Yakakent-Kızık köyünde yaşamakda olan Kızık Türkmenlerinde mahalli araştırmacı

26.İbrahim Tellioğlu, “Doğu Karadeniz Bölgesinin Bugünkü Etnik Yapısına Tesir Eden Göçler”, Karadeniz Araştırmaları Dergisi, S. 5, 2005, s. 9. 19-20.karşılaştır Ayşe Öztürk

27.Salih Yılmaz, “Kıpçak Türkleri ve Yerleştikleri Sahalar”, Türk Dünyası Araştırmaları, S. 140, Ekim 2002,  

28.Erdogan Altınkaynak, “Meydancık Beldesi Gürcülerinde Düğün “www.yasarkalafat.info”

29.Yaşar Kalafat. “Batı Karadeniz Kumanlarında Halk İnançları”, www.yasarkalafat.info

30.Yaşar Kalafat,” Kayseri Kızık Türkmen Köyünde Kuman Kıpçak Türk Halk İnançları İzleri” ve “Orta Karadeniz Halk İnançları Kültüründe Kızık Türkmenleri” Editörler: Yaşar Kalafat-Ali Osman Abdurrezzak, Oğuz Boylarından Kızıklar ve Halk İnançları, Avrasya Strateji Araştırmalar Merkezi yayınları, İstanbul, 2010 s. 169-213                                             

31.Yaşar Kalafat, Doğu Anadolu´da Eski Türk İnanç Sisteminin İzleri, 6. Baskı, Ankara 2010

32.A.H. Halikov, çeviren Mustafa Öner, Rus Tanınan 500 Bulgar-Tatar Türk Asıllı Sülale, Türk Dünyası Araştırmaları Yayını İstanbul, 1995

33.Yaşar Kalafat, “Tatar Aşiretinde İnanç Tespitleri (Şırnak Tatar Halk İnançlarına Dair Bazı Kayıtlar), Aşiretlerimizde Mitolojik Bulgular, Berikan Yayınevi, Ankara, 2012, s.191-205

34.Yaşar Kalafat, “Baraklar Üzerine Yeni Tespitler”, Türk Halk İnanmalarından Hayvan Üslubunda Mitolojik Devridayım-I, Berikan Yayınevi, Anakara 2013, s. 207-217

35.Yaşar Kalafat, “Kayseri/Kızık Türkmen Köyünde Kuman/Kıpçak Türk Halk İnançlarının İzleri” Editörler: Yaşar Kalafat, Ali Osman Abduurrezzak, Oğuz Boylarından Kızıklar ve Halk İnançları, Avrasya Stratejik Araştırmalar Merkezi Yayınları, İstanbul, 2020, s. 169-176

36.Yaşar Kalafat, -Ali Osman Abdurrezzak, Türk Halkbilimi İnanç Araştırmaları II. Totem, Berikan yayınevi, Ankara, 2018

37.Ufuk Tavkul, Kafkasya Dağlılarında Hayat ve Kültür, Karaçay-Malkar Türklerinde Sosyo Ekonomik Yapı ve Değişme Üzerine Bir İnceleme, Ötüken Neşriyat, İstanbul, 1963, s. 117

38.Üzerine Bir İnceleme, Ötüken Neşriyat, İstanbul, 1963, s. 117

39.Ufuk Tavkul, Kafkasya Dağlılarında Hayat ve Kültür, Karaçay-Malkar Türklerinde Sosyo Ekonomik Yapı ve Değişme Üzerine Bir İnceleme, Ötüken Neşriyat, İstanbul, 1963, s. 118

40.Yaşar kalafat, “Kayseri/Kızık Türkmen Köyünde Kuman/Kıpçak Türk Halk İnançlarının İzleri” Editörler: Yaşar Kalafat, Ali Osman Abduurrezzak, Oğuz Boylarından Kızıklar ve Halk İnançları, Avrasya Stratejik Araştırmalar Merkezi Yayınları, İstanbul, 2020, s. 169-176

41.Yaşar Kalafat, Yaşayan Türk Halk İnançlarında Büyü I, Aktif Yayınevi, İstanbul, 2020; Yaşayan Türk Halk İnançlarında Büyü II Aktif Yayınevi, İstanbul, 2020; “Kuman/ İnançları- Kıpçak Türk Kültür Coğrafyasında Halk Büyü Bağlantılı Bir Kısım Mitolojik İnanç Kodları”, Kültür Evreni, Sonbahar, 2019, S. 26, s. 9-16

 

 

 

"Vefa"nın sadece bir semt ismi olmadığını kanıtlamak için... Silah almak mı?

Suriye denkleminde son durum

"Suriye, Türk himayesine giriyor"; "İsrail ve Türkiye çıkarları Suriye'de çatışıyor"

"Erdoğan'ın ısrarcılığı, Colani'nin başarılı olup olmayacağı netleşmeden Suriye haritasında değişikliğe neden olabilir"

Esad sonrası Suriye: Rusya'nın Ortadoğu'da kriz stratejisi ve Türkiye'nin yanıtı

Yeni Suriye denklemi nasıl olacak?

RUMLAR TÜRKİYE’Yİ SUÇLAMAK İÇİN BAHANE YARATMAĞA ÇALIŞIYORLAR

Suriye jeopolitiğinin değişen doğası

UYAN TÜRK, UYAN MÜSLÜMAN!

İçinde ümidi ve ümitsizliği barındıran bir süreç: 5 Kasım