Dr. Tuğçenur EKİNCİ FURTANA

Tarih: 08.08.2023 10:37

Global Gateway, Çip Üretimi , Gümrük Birliği Ve Türkiye

Facebook Twitter Linked-in

 

Dr. Tuğçenur EKİNCİ FURTANA

 

Küresel sistem varoluş mücadelesinde, Dünya’nın dev ekonomileri hem kendi varoluşlarını sürdürebilmek hem de pazarlarını genişletebilmek için yeni projeler, girişimler üretmek için yarışa devam ediyorlar. 2013 yılında Çin’in duyurduğu Kuşak ve Yol girişimi ile başlayan bu süreç, ABD’nin 2021 yılında Yeniden Daha iyi bir Dünya İnşa Et  (Build Back Better World) ile devam edip, ardından Avrupa Birliği’nin geliştirdiği Küresel Geçit (Global Gateway) ile sürmekte. ABD ve AB’nin projeleri ise sürdürülebilirlik ve çevreyi koruma başlıkları ile iklim değişikliği ile mücadelede birbirini destekler nitelikti. Son yıllarda konunun popülaritesi arttığından Çin’de gündemine almış olsa da iklim değişikliği ile mücadele bu yeni iki projenin ana gündemleri olarak lanse ediliyor. 

 

Küresel Geçit projesi, resmi sitesinde gezegen için sürdürülebilirlik için bağlantılar kurmayı amaçladığını duyurmaktadır. İklim değişikliği ile mücadeleden sağlık sistemlerini iyileştirmeye ve küresel tedarik zincirlerinin rekabet gücünü ve güvenliğini artırmayı planlamakta şeklinde açıklanmaktadır. 

 Diğer taraftan ise, AB’nin kendi dijital hedeflerine uyum sürecinde projenin destek olması beklenmekte. Bu hedefler ise,  AB’nin 2030 yılına kadar:

Tüm AB vatandaşlarının temel dijital becerilere sahip olması

Tüm AB işletmelerinin bulut hizmetleri, yapay zeka ve siber güvenlik gibi ileri teknolojileri kullanması

Tüm AB bölgelerinin gigabit bağlantısına erişimi olması

Tüm AB vatandaşlarının 5G ağına erişimi olması şeklinde sıralanıyor.

 

Bu hedeflere ulaşmak için de yarı iletken sektörü kritik bir rol oynamaktadır. Pandemi süreci itibarıyla tedarik zinciri bozulan ve hala tam olarak toparlanamamış olan sektör, kullanımı artan teknolojik aletlerin üretimi için gerekli olan çiplerin talebe yetişememesi sonucunu doğurmuştur. Her ne kadar, bozulan tedarik zincirinden pandemiyi suçlu tutsak da, bu bozulma o dönemde başlamadı. 2016 yılında Trump’ın seçim vaatlerinden biri Çin’i bitirmek, parayı tekrar Amerika’ya çekmek ve kendi güçlerini artırmaktı. Bu doğrultuda başlatılan ‘Ticaret savaşları’ ile gümrük vergileri artırılmak suretiyle Çin’in ABD’ye mal satması zorlaştırıldı. Aynı şekilde yatırım alması da. Çin’de karşılığında benzer şekilde farklı ürünlerde gümrük duvarlarını yükseltti ve bu böyle yıllarca devam etti. Trump sonrası Biden döneminde beklenti ticaret savaşını bitirmesi ve uluslararası ticaret sistemini serbestleştirmesi yönündeydi.  Ancak kendisinden gelen açıklama, yeni bir gümrük vergisi artışı olmayacağı ama mevcutta yükseltilenlerin de değiştirilemeyeceği yönündeydi. 

Bozulan sistem, her ülkeyi olduğu gibi AB’nin üretim kapasitesini de etkiledi. Ve çözüm arayışına girdiler. Global Gateway projesi de saiklerle ortaya çıkmış oldu. Esasen, ABD ve AB’nin yakın tarihten almış oldukları dersler ile tekrar küresel sistemi düzletmek, toparlamak için çaba harcadıklarını görüyoruz. Aynı, ikinci dünya savaşı sonrası kendi ekonomisini düzenleyebilmek için küresel sistemi toparlamak zorunda kalan ABD’nin Marshall yardımları ve Truman Doktrini ile Avrupa ekonomilerini ayağa kaldırması gibi. Bugün de pandemi sonrası bozulan sistemi farklı projelerle toparlamaya çalıştıklarını söyleyebiliriz. Ancak her ne kadar yatırımı Dünya’ya yaymak amacımız sürdürülebilirlik dense de, esas amaç kendi ülkelerinin sürdürülebilirlikleridir. 

İşte bu doğrultuda, AB 2021 ile 2027 arasında, AB kurumları ve AB Üye Devletleri ile birlikte yeni projelere 300 milyar Euro'ya kadar yatırım hedefliyor. Bu sektörlerden biri de yarı iletkenler. Çünkü çip üretimi bugün AB ve gelecek hedefleri için çok önemli. AB, yarı iletken pazarının %10’unu oluşturmaktadırBu oran, ABD’nin %47’si, Çin’in %15’i ve Japonya’nın %13’ü ile karşılaştırıldığında oldukça düşüktürAB’nin yarı iletken üretim kapasitesi ise %6 civarındadır. Bu da AB’nin yarı iletken ihtiyacının büyük bir kısmını ithal ettiği anlamına gelmektedir. Üretimi artırmak için de ciddi yatırımlar yapmaktadırlar. Bunların çoğunluğu AB ülkeleri sınırları içinde olurken, farklı ülkelere de yatırım planları bulunmakta. 

Türkiye için yarı iletken sektöründe yatırım gelmesi açısından büyük bir fırsat taşımaktadır. Çünkü Türkiye yetişmiş insan gücü ve altyapısı ile bu yatırımı taşıyabilecek kapasitededir. Ancak, bunun yanında, Türkiye’ye gelebilecek yatırımın yanında, gümrük birliği kapsamında, vergisiz ithal edilebilecek olan çip sayısının artması ise, AB’ye teknoloji ithalat bağımlılığının artışı ile de sonuçlanabilir. O nedenle, yarı iletken gibi özel durumlu sektörler belirlenerek farklı önlemler alınması gereklidir. Bu sektör gibi, stratejik öneme haiz alanlar için gümrük birliği anlaşmasına yeni güncellemeler eklenmeli, Türkiye ekonomisi korunmalıdır. Çünkü, çip üretim kapasitesi artmış bir Avrupa, teknoloji ithalatında daha bağımlı bir Türkiye sonucunu doğurabilir. Türkiye, yarı iletken sektöründe küresel ölçekte geride kalmıştır. Türkiye’nin yarı iletken pazarındaki payı %0,1 civarındadır. Bu da Türkiye’nin yarı iletken ihtiyacının büyük bir kısmını ithal ettiği anlamına gelmektedir. Türkiye, yarı iletken sektöründe karşılaştığı zorlukları aşmakta güçlük çekmektedir. Örneğin, Türkiye’nin yarı iletken üretimi için gerekli olan ham madde ve ekipmanlara erişimi kısıtlıdır. Ayrıca, Türkiye’nin yatırım, teşvik ve destek mekanizmaları da yeterli değildir. 

Bu nedenle, AB’nin yeni yatırım hedefleri kapsamında, Türkiye’de çip üretimi için doğrudan yabancı yatırımı artırması ve Türkiye’nin Pazar payını artırması için destek olması talep edilmelidir. Aksi halde, mevcut gümrük birliği anlaşması ile AB’nin en önemli çip pazarlarından biri olmaktan öteye geçemeyiz. 

 

 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —