Doç. Dr. Aybeniz Rahimova


`Hazine-i edebiyat, ilim, sanat...`

`Bunun ana nedenlerinden biri Terbiyet`in iki ciltliğinde Azerbaycan`ın sadece şairlerinin değil mimar, hattat, tabip, nakkaş v.d. meslek sahibi ünlü insanlarının hayat ve yapıtlarına ilişkin önemli bilgilerin yer almasıdır`


 

UNUTMAYALIM

  
 
 
Türk dünyasının bilim adamları dizisinden - altmış üçüncü yazı

 

*BAKÜ MEKTUBU*

 Doç. Dr. Aybeniz Rahimova

 

Aslında onun hayatına ve çalışmalarına aşina olduğumu söyleye bilirim.Bunun birinci nedeni henüz ortaokul ve lise yıllarımda babamın da en çok müracaat ettiği kaynaklardan birinin yazarı olması,ikinci,üniversite yıllarımda okuduğum Azerbaycan edebiyatı tarihi üç ciltliğinde kendisinden sık sık alıntılar yapılması,üçüncüsü ise Türkçe yayına hazır olan `Gulam Mehmetli ve Tezkiresi` kitabımda Mehmetli`nin ondan büyük saygıyla bahsetmesi ve Tezkiresi`nde kendisine bir bölüm ayırmasıdır.Edebiyat tarihi hocalarımızın tamamı onun Tezkiresi`ne isnat etmeden bize öğretmek istediklerinin kusurlu kalacağına inanıyorlardı ve bunda haklılardı.Bilim dünyasına adım attığım günden ben de onun çalışmalarının hayranı ve aludesi olarak kütüphaneden almak için aylar öncesinden sıraya yazıldım,iade edene kadar azami derecede yararlanmaya çalıştık.Merhum Prof.Dr.Gafar Kendli ve İsmail Şems, nihayet dilimize çevirerek 1987`de Bakü`de yayınlattıktan sonra masaüstü kitaplarımızdan biri oldu.Evet,Şark edebiyatı uzmanlarının `Tezkire` kelimesini okur okumaz akıllarına Muhammed Ali Terbiyet ve arkasından Gulam Mehmetli isimlerinin geldiğinden eminim.Aynı alanın iki son yorulmaz emekçileri olmalarının yanısıra haliyle o alana kendilerinden sonra ilginin azalmasından duyulan esef de vardır işin içinde.İşte hem de bundan dolayıdır ki,Gulam Mehmetli beyin 1954`de sovyet rejiminin baskıları yüzenden yayınlatamayarak Yazmalar Fonu`na devrettiği Tezkiresi`ni üzerinde iki sene çalıştıktan sonra Bakü`de yayınlatmamamı bir nebze teselli olarak bir teselli olarak görmekteyim.Kitabımın Türkçesinin baskısı mevcut pandemi koşulları yüzünden azcık gecikmektedir...

Muhammed Ali Terbiyet..

Hani `Bütün Azerbaycan` dediğimiz bir idealin sadece manevi açıdan olmayıp uygulamada da en derin anlamlı örneklerinden biri.Hayatını edebiyat,bilim,sanat tarihine adamış bir koleksiyoncu,bir tezkireci,bir bilgin,bir siyasetçi.Tahran rejimi baskıları güçlendirince soluğu Bakü`de almış,ortam iyileşince yeniden Tebriz`e dönerek siyasi alandakı çalışmalarında da başarıların altına imzasını atmış,baskı dalgaları yeniden gelince imdada yine Bakü yetişmiş ve böylece altmış üç yıllık bir fırtınalı yasamın sonunda ebediyete Nobel ödüllü Amerika`lı yazar William Faulkner`in dediği gibi `Burada Kilroy olmuştur` sözcüklerini dönüşü olmayan kapının girişine kazıya bilmiştir...

 

/resimler/2021-5/8/1234024354502.jpg

 

26 Mayıs 1877`de tarihten günümüze `Bütün Azerbaycan` ülküsünün sembolü olmuş Tebriz`de doğdu (Gulam Mehmetli 1897 Tebriz doğumlu,aradakı yirmi yıllık farkı not edelim lütfen.) İlerici düşünceleriyle tanınan babası Mirza Sadık, oğlunu fen okuluna göndermiştir.Ortaokul yıllarında dönemin ünlü tabiplerinden ders almasının yanısıra onların tavsiyesi üzerine arapçayı,almancayı ve fransızcayı öğrenmiştir.Astronomi,tıp ve matematik alanında gördüğü özel dersler sayesinde henüz on yedi yaşındayken okullarda ders verme becerisi göstermiştir; geliştirtiği ingilizcesiyle o yaşlarında dört dili mükemmel bilme yeteneğini ortaya koymuştur sergilemiştir. 1894 yılından itibaren Tebriz`in en iyi okullarında dersler veren Muhammed Ali Terbiyet,döneminin terakkiperver aydınlarıyla birlikte Tebriz`de `Terbiyet` kütüphanesini kurmuştur.Kısa süre içinde özellikle gençlerin en sıkı uğrak yeri haline gelen kütüphanenin Tahran`da da şubesi açılmıştır.

Eczacılık alanındaki işlerini geliştiren Terbiyet zamanın ruhunu yakalayarak Tebriz`de `Gencine-i fünun` (`Bilgi hazinesi`) isimli dergi yayınlayıp kendisi de dergiye yazılar yazınca şehrin gerici kesiminin saldırılarına maruz kalmıştır.Tebriz`de ve Tahran`daki kütüphaneleri gericiler tarafından tahrip edilen Muhammed Ali Terbiyet çareyi Bakü`ye ,oradan ise İstanbul`a gitmekte bulmuştur.İstanbul kütüphanelerinde bir süre çalışmalar yaparak ender kitaplarla tanışan Terbiyet daha sonra Şam`da,Beyrut`ta,İskenderiye`deve kahire`de belirli peryotlarla kalmak suretiyle araştırmalarını sürdürmesinin yanısıra dönemin tanınan bilim adamlarıyla irtibatlar kurmuştur.Daha sonra İstanbul`a dönen Terbiyet orada bir süre çalışmalarına devam etmiş ve Kafkasya güzergahından Tebriz`e dönmüştür. Maddi imkanlarının önemli kısmını kültürel amaçlı gezilere sarfeden Terbiyet bu kez Avrupa ülkeleri gezisine çıkarak Avusturya,Fransa ve İngiltere`nin aydınlanma tarihlerinin yanısıra devlet yapılarını inceleme fırsatı bulmuştur. Avrupa`dan İstanbul`a giden Terbiyet orada Güney Azerbaycan menşeli aydınların kurduğu `Saadet` cemiyetinin çalışmalarına aktif şekilde katılmıştır. Tebriz`e dönüşünde editörlüğünü üstlendiği `İttihat` gazetesinde bağımsızlık,milli devlet, çağdaşlık üzerine yazılar kaleme alan Terbiyet ,İran meşrutyet harekatının beşiği Tebriz`den milletvekili seçilmiştir.O zaman henüz yirmi dört yaşında Mehmet Emin Resulzade`nin de Güney Azerbaycan milli istiklal devrimine destek vermek için Tahran`a gitmesi,Tiflis`te ve Bakü`de ışık yüzü gören basınımızın meşrutiyet harekatını desteklemesi Azerbaycan istiklal ve demokrasi mücadelesinin önemli sayfaları olarak tarihe geçmiştir.

Azerbaycan`ın çok tanınan kalem sahiplerinin Tebriz Meşrutiyet harekatına verdiği desteğe ilişkin şair Abbas Sıhhat şunu yazmıştır: “Kral On dördüncü Louis`in devrilmesinde Chateaubriand kalemiyle ne kadar bir ordudan ziyade hizmette bulunmuşsa, ben de diyorum ki, Mirza Ali Ekber Sabir İran inkilabına bir ordudan ziyade hizmette bulunmuştur.” Kaçar hanedanının Tebriz harekatını bastırmasından sonra Bakü`ye gelen Muhammed Ali Terbiyet burada bir süre kaldlktan sonra yeniden İstanbul`un yolunu tutmuş ve Birinci dünya savaşının sonuna kadar orada yaşamış ve `Terbiyet` kütüphanesini bu kez İstanbul`da kurmuştur.Kütüphane nezdindeki yayınevi Osmanlı muhitindeki aydınlanma sürecinin mihek taşlarından birini oluşturmuştur.İstanbul`a bulunduğu yıllarda Muhammed Ali Terbiyet`in edebiyat ve matbuat tarhiyle ilgili kaleme aldığı eserleri Batı`lı Oryantalistlerin dikkatini çekmiş ve Edward Brown(ingiliz) ve Jan Rypka(Çek) gibi Şark edebiyatı bilimcileri,Terbiyet`in kaleme aldığı eserlerin bir kısmını çevirerek kitaplarına dahil ettikleri gibi diğer eserlerinden de ciddi şekilde yararlanmışlar. 1921 yılında Tebriz`e dönen Muhammed Ali Terbiyet`in deneyimleri gözönünde bulundurularak kendisi Tebriz eyaletinin Milli eğitim mdürü görevine atanmıştır.

 

/resimler/2021-5/8/1237109827211.jpg

 

Zaman kaybetmeden `Gencine-i maarif` dergisini çıkarmaya başlayan Terbiyet ilçelerde ve köylerde modern okullar açmış ve Güney Azerbaycan bölgelerinde ilk kız okullarının kurulmasını sağlamıştır.Tebriz`de devlet kütüphanesi de açan Terbiyet`in talimatıyla 1923`de oradaki kitapların kataloğu hazırlanmıştır.Kaçar imparatorluğunu devirerek iktidarı ele geçiren Fars milliyetçisi Pehlevi hanedanının ilk işlerinden biri Muhammed Ali Terbiyet`i görevinden uzaklaştırmak olmuştur.Fakat buna rağmen Tebriz halkı onun siyasi deneyimlerini ve terakkiperver yapısını bildiği için 1927 seçmlerinde Terbiyet`i Tebriz belediye başkanı seçmiştir.Tebriz belediye başkanlığı sırasında kültürel faaliyetleri hep ön plana alan Muhammed Ali Terbiyet`in bu hizmetlerini hemşehrileri görerek bu kez onu İran parlamentosuna Tebriz`den millet vekili seçmişler.Başkent Tahran`a taşınan Terbiyet 1930`ların ortalarından tamamen kitap çalışmalarına mesai harcamıştır. 17 Ocak 1940`da Tahran`da hayatını kaybeden Muhammed Ali Terbiyet,dünya Oryantalizmi tarihinde bir tezkireci,bilim adamı,aydınlıkçı bir kalem sahibi olarak yaşamaktadır.Onun kendi biriktirdiği yazmalara ve kitaplara istinaden kaleme aldığı eserlerinin ilk sırasına,kuşkusuz `Daneşmandan-i Azerbaycan` (`Azerbaycan`ın ünlü bilim ve sanat insanları`) eserinin konulması gerekmektedir.İki ciltten ibaret eserin ilk cildi 1935 yılında Tahran`da yayınlanmış olup ikinci cildi ise Terbiyet`in hayata veda etmesinden bir süre sonra ışık yüzü görmüştür.

`Daneşmandan-e Azerbaycan` eseri Muhammet Ali Terbiyet`in sadece kendi gayretleriyle ve servetini harcayarak elde ettiği yazmalara ve nadir kitaplara değil aynı zamanda İstanbul,Şam,İskenderiye,Kahire,Vyana,Berlin,Londra,Bakü kütüphanelerinden binbir zahmetle derlediği bilgiler temelinde kaleme alınmış ansiklopedi nitelikli bir eserdir.Arap,Fars ve Türk dilli klasik edebiyatların tarihi şahsiyetleri üzerine kaleme alınmış Devlet Şah Semerkandi`nin `Tezkiret üş şuara`(Çagatay kökenli olup 15.yüzyılda yaşamıştır) ve Lütuf Ali Bey Azer`in (18.yüzyılda yaşamış olup Güney Azerbaycan Türküdür) `Ateşkede` eserlerinden sonra Muhammet Ali Terbiyet`in `Daneşmendan-i Azerbaycan` ikiciltliği Oryantalizmin tezkirecilik kolunun en geniş kapsamlı ve kamil yapıtlarından biri sayılmaktadır.Dönemin taleplerine uygun olarak Arapça yazmış Azerbaycan kökenli kalem sahiplerinin eserlerini inceleyen merhum Prof.Dr.Malik Mahmudov`un tespitine göre `Daneşmendan-i Azerbaycan`ı kendinden önceki tezkirelerden farklı kılan en önemli hususların başında Azerbaycan kökenli şairlerin eserlerinin yazılış tarihini 7.yüzyıla kadar götürmesidir.Bunun dışında Muhammed Ali Terbiyet erken orta çağların taleplerine uygun olarak Farsça yazmak zorunda kalmış Azerbaycan`ın dünyaca ünlü kalem ustalarının hayat ve eserlerine ilişkin o zamana kadar bilinmeyen bir dizi bilgiyi kendi iki ciltliğinde yansıtmıştır.İşte bundan dolayı 20.yüzyılın ortalarından itibaren dünya Oryantalizmi,Semerkandi ve Azer`in yanısıra Terbiyet`in Tezkiresi`ni de ciddi şekilde gündemine alarak yararlanmıştır.İşin diğer ilginç yanı ise Feridun Bey Köçerli`nin 1903 yılında yayınlanan ve profesyonel edebiyat bilimciliğimzin temelini atmış ve 1926`da genişletilmiş haliyle yeniden ışık yüzü görmüş `Azerbaycan edebiyatı` kitabının yanısıra Muhammet Ali Terbiyet`in tezkire türünde kaleme aldığı ikiciltliğin de sürekli başvurulan bir kaynak niteliği taşımasıdır.Bunun ana nedenlerinden biri Terbiyet`in ikiciltliğinde Azerbaycan`ın sadece kalem sahiplerinin değil mimar,hattat,nakkaş,tabip v.d. meslek sahibi ünlü insanlarının hayat ve yapıtlarına ilişkin önemli bilgilerin yer almasıdır.

Muhammed Ali Terbiyet`in hayatının ve iki ciltlik yapıtının şahsım açısından diğer ilginç bir yanı ise Gulam Mehmetli ile aralarında yirmi yıllık yaş farkının yanısıra `Daneşmanden-i Azerbaycan` ile Gulam Mehmetli Tezkiresi`nin tamamlanma tarihleri arasında da yirmi yıllık zaman farkının bulunmasıdır:biri 1934,ötekisi 1954...

İkisi de mezarlarının önünde saygıyla eğilmemız gereken anıt kişiliklerdir...

 

 

RUMLAR TÜRKİYE’Yİ SUÇLAMAK İÇİN BAHANE YARATMAĞA ÇALIŞIYORLAR

Suriye jeopolitiğinin değişen doğası

UYAN TÜRK, UYAN MÜSLÜMAN!

İçinde ümidi ve ümitsizliği barındıran bir süreç: 5 Kasım

David Stepanyan: Ermenistan-Türkiye sınırı er ya da geç açılacak... Husumet sayfasının çoktan kapanması gerekirdi

Hiçbir sıkıntı bizi yarı yolda bırakamaz

Bakan Fidan'dan dikkat çeken açıklamalar: Esad ile görüşmeye hazırız

Elhan Mehdiyev: Azerbaycan, Rusya'nın pozisyonuna karşı çıkmayı düşünmüyor

Coni niye Kıbrıs’ta?

Kanlı 12 Eylül darbesinin üzerinden 44 yıl geçti