Dr. Eray GÜÇLÜER
İsrail'in Siderot'tan başlattığı kara saldırısı Gazze'nin kuzeyindeki şeritten güneye doğru 3-4 kilometrelik derinliğe ulaşabilmiş durumda. İsrail'in kara saldırıları halen Beyt Hanun- Beyt Lahya hattında duraklamış vaziyette. Bu hat aynı zamanda kuzeyden güneye doğru Gazze şeridinin kuzeyindeki ilk yerleşim yerlerinin bulunduğu hattır. Ayrıca İsrail'in asker kayıpları her geçen gün artmakta ve 400'e yaklaşmıştır. Bu nedenle İsrail yönetimi ve ABD üzerindeki siyasal, sosyal, ekonomik ve askeri baskıların daha da arttığı, yaşanan trajediye bağlı olarak İsrail merkezli oluşan koalisyonda morallerin bozulmaya başladığı görülmektedir.
ABD'nin İsrail odaklı yardım politikası aynı zamanda Ukrayna'ya olan yardımların da azalmasına neden olduğundan güneyde yani Gazze'de meydana gelen gelişmeler bileşik kaplar teorisi gibi kuzeydeki yani Ukrayna'daki gelişmeleri de tetikleyebilecek bir duruma evrilmeye başlamıştır. Şayet Ukrayna'ya yapılan yardımlar devam etmez ise veya belli bir seviyenin altına düşerse cephede yaşanabilecek zayıflamaya bağlı olarak Rus ordusunun karşı taarruz yapmasının önünü açabilir ki zaten Rusya'nın da beklediği bu.
Görüleceği üzere ABD İsrail üzerinden Ortadoğu'da yeni bir paradoksun içerisine sürüklenmiş gibi duruyor. Zaten İsrail'in yapmış olduğu kara saldırılarının teknik anlamda bir kara harekâtından çok bir yıpratma savaşına dönüştüğü söylenebilir. İsrail şu an ilerleyebildiği hatlarda ateşle keşif yapmak suretiyle taktik sahadaki durumu aydınlatmaya ve Gazze'ye doğru olası uygun taarruz istikametlerini bulmaya çalışmaktadır. Bu da sanıldığının aksine ciddi bir saha istihbaratı zafiyeti olduğunu gösterir. Mevcut kapasitesi dikkate alındığında şu an kara harekâtı açısından nispeten düşük yoğunlukta seyreden manevraların daha yüksek seviyeye çıkabilmesi çok da mümkün görünmüyor.
Ancak İsrail ve ABD yönetimi sahadaki bu tıkanıklığı açabilmek için farklı alternatifler aramaktalar. İlk akla gelen bölgeye daha fazla kuvvet göndermek ve özellikle ABD'nin kara askeri güçlerini İsrail'e getirmek yönünde bir gayret içerisinde oldukları anlaşılıyor. Ancak buradaki asıl soru İsrail'in kara saldırıları esnasında umulmadık ve beklenenden daha fazla kayıp verme riskini nasıl azaltabilecekleri? Zira İsrail kara saldırısı esnasında öngörülemeyen büyük kayıplar verirse bu durum İsrail siyasal yapısı ve bölge dengeleri açısından küresel güçlerin aleyhine olabilecek birtakım sonuçlar ortaya çıkarabilir. Bunu önleyebilmek için ABD'nin Suriye ve Irak'taki PKK'lıları Suriye'nin güneyindeki El Tanf bölgesine toplamaya başladığı, daha sonra bu teröristleri İsrail ordusunun önünde Gazze'ye sürecekleri yönünde bilgiler alınmakta.
Hatırlanacak olursa Azerbaycan'ın Karabağ'a yönelik 3 yıl önceki harekâtında da PKK'lı teröristlerin özellikle Laçin bölgesinde Ermeni ordusuyla birlikte savaşmak üzere Karabağ'a gönderildiklerini biliyoruz. İsrail ve arkasındaki güçlerin diğer bir planı ise aynı Ukrayna'da olduğu gibi İsrail askerlerinin ölmesini azaltabilmek için özel askeri şirketlerin Gazze savaşına sokulmaya çalışıldığına dair birtakım işaretler var. Özellikle eski Amerika'lı askerlerden oluşan Black Water özel askeri şirketi öne çıkmakta. Nihayetinde İsrail'in hamisi olan emperyalist güçler bölgede yeni bir vekalet ordusu kurma peşindeler. Çünkü İsrail'in mevcut kapasitesi ile Gazze'ye yönelik bir kara saldırısını yapamayacağının farkındalar. ABD'nin bu dönemdeki; savaşta insani duraklamalar yapılması, sivillerin korunması için daha fazla çalışılması gibi söylemler yeni oluşturmak istenen vekalet ordusunun kurulması ve İsrail'e daha fazla yardımın gönderilebilmesi için sadece zaman kazanmak amaçlı siyasi oyalama manevralarıdır. Ancak özellikle Gazze tünellerini geliştirilmesi temelinde ortaya çıkan bütünleşik savunma sistemleri, Hamas'ın askeri kapasitesini yaklaşık 8-10 kat arttırdığı gibi son Filistin'li şehit olmadan Hamas'ın ortadan kaldırılamayacağını göstermesi bakımından son derece önemlidir.
Diyeceğim o ki vekalet ordusu da kursalar ve tonlarca asker de yığsalar Hamas'ın direncini kırabilmek en azından yakın vadede çok mümkün görünmüyor. Ve Gazze direnişinin siyasi olarak Filistinlilerin lehine sonuçlanma ihtimali her geçen gün daha da artıyor. Dolayısıyla artık Hamas'ın değil İsrail'in bu savaşa ne kadar dayanabileceği tartışılıyor.