Dr. Tuğçenur EKİNCİ FURTANA


Ticaret Savaşlarında Türkiye´nin İlk Zaferi

Uluslararası bir kuruluşun ‘Güçlü´ olanın değil de ‘Haklı´ olanın yanında olduğunu görmek umut verici.


 

Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) emsal niteliğinde bir karara imza atarak Avrupa Birliği´nin (AB) çelik ürünlerinde 2018 yılından beri devam eden koruma önlemlerine karşı Türkiye´nin açtığı davayı haklı buldu. AB tarafından çelik ithalatına uygulanan ek vergi, uluslararası ticaret kurallarına aykırı bulundu.

 

DTÖ, 1995 yılında uluslararası ticaret kurallarını düzenlemek amacıyla kurulmuş, 1947´den itibaren değişen ihtiyaçlara binaen bir çok toplantı sonrasında son halini alan Gümrük Tarifeleri ve Ticaret Genel Anlaşması´nın  (GATT)  devamı niteliğindedir. İkinci Dünya Savaşı sonrasında dünya barışının sağlanmasında uluslararası ticarete düşen görevi yerine getiren GATT, bugün halen ülkelerarası ticari sorunların çözümünde başvurulan bir kaynak durumundadır.

 

Yazının başlığında değindiğimiz ‘Ticaret Savaşları´ konusu ise, dünya gündemine 2016 yılında Donald Trump´ın seçim vaatleri ile girmiş, yumuşak güç uygulamalarının en yeni örneği olarak yaptırımlar listesindeki yerini almıştır. Trump, Çin´in hızlı yükselişinden rahatsız olan ve işsizlik sorununu buna bağlayan Amerikan halkını da ikna ederek, uluslararası ticarete eşi görülmemiş bir zarar vermiştir.

 

ABD başkanı seçilen Trump vaatlerini gerçekleştirmiş ve başta çelik olmak üzere bir çok üründe Çin´ve Türkiye´nin de dahil olduğu bir çok ülkeye ilave (%25) vergiler koymuştur. Mart 2018´de uygulanmaya başlayan bu tarifeler, Çin´in aynı yılın Nisan ayında 128 ürünün ithalatına ek vergi koyarak karşılık vermesi ile devam etmiştir. Soğuk savaş dönemindeki dehşet dengesini anımsatan karşılıklı vergi artırımları ile bombalar yerine gümrük vergilerini kullanarak, iki ülke adeta uluslararası ticareti bir savaş alanına döndürmüştür. Trump sonrası Biden hükümetinin tavrında yumuşama görülmesine rağmen, alınan önlemlere yenisinin eklenmeyeceğini bildirmiş, ancak mevcut olanların geri çekilmeyeceği de ilan edilmiştir.

 

Benzer süreçleri devam ettiren AB´de, korumacı önlemlerini artırmış ve çelik ithalatına ilave vergi koymuştur. Günümüz modern ticaret sisteminin tarihine bakıldığında farklı dönemlerde yaşanan siyasal, sosyal ya da ekonomik gelişmeler ülkelerin dış ticaret politikalarında değişikliklere sebep olduğu görülmektedir. Örneğin savaş dönemlerinde ülkeler korumacılık önlemlerini artırmış, kendi kendine yetmeye çalışmış, uluslararası ticareti ise en düşük seviyelere çekmişler. Daha sonra 70´lerde yaşanan OPEC krizi, yine ülkeleri korumacı önlemlere itmiş ve uluslararası ticaret zayıflamıştır. 1980 yılından itibaren ise neoliberal politikalar ve uluslararası ticaretin serbestleştirilmesi politikalarının gündemde olduğu, 2008 yılındaki yeni korumacılık önlemlerine kadar devam etmiştir.

 

Ticaret savaşları konusunda, asıl rahatsızlığı veren konu, az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin, uluslararası ticaretinin serbestleşmesi konusunda sürekli telkinde bulunan ve bu şartlarda borç, hibe veya yardımda bulunabileceğini bildiren ‘gelişmiş ülkelerin´, kendi koydukları kurallara uymayışıdır. Bunun tersine uluslararası ticareti engelleyici, azaltıcı ilave vergiler koyarak, DTÖ´nün kuralları dışına çıkmalarıdır.

 

İşte bu nedenle, 28 Nisan 2022 tarihinde, DTÖ´nün web sitesinden duyurduğu üzere, AB´nin Türkiye´den yaptığı çelik ithalatında tarife dışı engel olarak uyguları %25 verginin GATT1994 anlaşması hükümlerine aykırı olması nedeniyle yapılan başvuruyu Türkiye lehine kabul etmiştir. Bu demek oluyor ki, benzer şekilde haksız uygulama yapan tüm ülkelere aynı süreç uygulanabilir ve adalet zarara uğrayan ülke lehine sonuçlanabilir.

 

Uluslararası bir kuruluşun ‘Güçlü´ olanın değil de ‘Haklı´ olanın yanında olduğunu görmek umut verici. DTÖ gibi örgütlerin kuruluş amaçları da tam olarak bu, yani adaleti sağlamak. Bağımsızlığından şüphe etmek istemediğimiz bu örgütlerin, bundan sonraki adil kararlarını duyurabilmek dileğiyle, ülkemizi ve ticaret bakanlığımızı başarı ile sonuçlandırdıkları girişimlerinden dolayı kutluyorum.

 

"Vefa"nın sadece bir semt ismi olmadığını kanıtlamak için... Silah almak mı?

Suriye denkleminde son durum

"Suriye, Türk himayesine giriyor"; "İsrail ve Türkiye çıkarları Suriye'de çatışıyor"

"Erdoğan'ın ısrarcılığı, Colani'nin başarılı olup olmayacağı netleşmeden Suriye haritasında değişikliğe neden olabilir"

Esad sonrası Suriye: Rusya'nın Ortadoğu'da kriz stratejisi ve Türkiye'nin yanıtı

Yeni Suriye denklemi nasıl olacak?

RUMLAR TÜRKİYE’Yİ SUÇLAMAK İÇİN BAHANE YARATMAĞA ÇALIŞIYORLAR

Suriye jeopolitiğinin değişen doğası

UYAN TÜRK, UYAN MÜSLÜMAN!

İçinde ümidi ve ümitsizliği barındıran bir süreç: 5 Kasım