Dr. Yaşar Kalafat


Türkiyat İçerikli Metafizik-Entelijans Bağlantılarına Dair

Türk milliyetçiliği daha ziyade aktif kadroları itibariyle büyük ölçüde heyecan, coşku ve hamaset üzerine oturtulmuştur.


 

 

Yaşar KALAFAT*

           

Giriş

Bu çalışmada, Türk kültürlü halkların, Türkolog ortamına musallat edilmek istenilen bir musibetle ilgili kısa açıklamalar yapılacaktır. Erken uyarı adına yapılmak istenilen bu açıklamada örnekler irdelenirken, metafizik verilerle entelijans sözcükleri ilişkilendirilmiştir.

 

Metafizik-Entelijans İlişkileri

Türk sözlü kültüründe “Cin olmadan âdem çarpmaya kalkmak” şeklinde bir özlü söz vardır. Bir kimsenin yetki ve yetenekleri, kendisini âleme rezil edişini anlatmak için kullanılır.

İstihbarat, hayatın olmazsa olmazlarındandır. Ev alırken, eş seçerken, çocuklarımıza okul belirlerken, kredi verirken hep istihbarat yaparız. Millî istihbaratlar ise milletlerin hayatlarının istenilen şekilde devamları için yapılır. Bütün dinlerde olduğu gibi İslâmiyet´te de devlet yönetiminin her döneminde istihbarat var olmuştur. Çağımız Türk devletlerinde; Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Türkmenistan ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti´nin de doğal olarak millî istihbaratları vardır. Bunlar hasımlarına ve hasımca davranışlara karşı istihbarat yaparlar, onların istihbaratlarına karşı koyma faaliyeti yürütürler.

Türk devletleri arasındaki din içerikli dayanışma ortamında da yeterli istihbaratın olmayışı veya yapılan istihbaratın eyleme gerektiği gibi dönüştürülemeyişi sonucu hizmet dışı tutulabilmiş dini hizmet yatırımları olabilmiştir.

Terörle mücadelede şehit düşen Mehmetçiğin yaptığı görev ile ona düşmanın ne zaman ve nereden saldıracağı bilgisini sağlayan Mehmetlerin saadetlerinde Allah indinde hiçbir fark yoktur. Görev alınan kuruluşun ismindeki farklılık görevin kutsallığında farklılığı içermez.

21. yüzyılın millî istihbaratları da vestiyerlere asılı giysilerin ceplerini illegal yolla arayarak bilgi, belge toplamıyorlar. Artık istihbaratın % 99´u ile açık kaynaklardan yapılmaktadır. Cep telefonlarınızla girebildiğiniz internet bilgileri istihbarat arşivlerinin % 90´ını hizmetinize sunabiliyor. Artık çağdaş istihbarat; paneller, çalıştaylar, kokteyllerde resmî temaslarda yapılmaktadır. Taraflar açık kimlikleri ile bilgi derleyip yönlendirme yapabiliyorlar.

Bu noktada Demirperde bakiyesi coğrafyamızın bazı devletleri istihbaratı dedikodu, iftira, yalan ve şayia yayma, basit komplolar hazırlayarak tedbirler alma suretiyle güya güçlü duruma geçmeyi sürdürmektedirler. Bu tür istihbarat yapma yöntemi ile sürdürülen etkinlikler şüphesiz gözden kaçmamakta, doğal yakınlığı olan ülkeler arasında yara oluşturabilir, tedavisi zor da olabilen bu yaraların izleri de kalabiliyor. Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra, Türk ellerinde yaşanmış bazı olayların açtığı yaralar halen kapanmamış iken, işaretini yapmaya çalıştığımız hassasiyet göz ardı edilmemeli kanaatindeyiz.

Özetle istihbarat doğaldır, millet adına yapılan istihbaratlar millîdirler. Türk milleti için yapılan istihbaratlar Türkler için kutsaldır. Türk elleri için ortak özellik arz ederler. İstihbarat farklı bir milletin millî çıkarları için yapılıyor ise ihanettir. Bize göre Türkiye Türklüğüne yapılan ihanet ile Azerbaycan Türklüğüne karşı yapılan ihanet aynı derecede hainliklerdir.

İstihbarat iftira değildir. Olmayan bir hususu olmuş gibi göstermek, sadece sıradan bir iftira değil, zavallılıktır, kişiliksizdir.

İncelememizin başına dönülecek olur isek, Türk milletinin kutsalları ortaktır. Türklüğün bayrağı ister Azerbaycan´da yükselsin, ister Kazakistan´da, Anadolu Türk´üne aynı gurur ve heyecanı verir, vermelidir.

Türkoloji´nin yanında veya karşısında muhakkak entelijans da olmuştur. Biz bu konuya farklı yazılarımızda espiyonaj ve K/espiyonaj istihbaratın haber alma ve haber almaya karşı koyma gibi farklı alt başlıkları itibariyle doğrudan veya dolaylı değinmeye çalışmıştık. Bu ilişkilendirme, şüphesiz Türk milleti için geçerli değildi, milletlerin bilhassa Türkler gibi büyük milletlerin adeta kaderidir. Türkoloji, Türk milletinin adeta abat edilmesi ilmidir. Alanı Türklüğün dostları öncelikli olan bir sahadır. Türklüğü berbat etmeği millî menfaatlerine uygun bulan çevreler bu alana doğal olarak ilgisiz kalamazlardı. İlgi göstermelerini beklemek aynı zamanda Türklüğün dostlarına güven, düşmanlarına yılgınlık veren bir güç olduğunu bilmemek anlamına gelir. Entelijansın uğraş alanı ve amacını bilmemek anlamına gelirdi. İstihbaratın ne olduğunu bilen her Türkolog bu gerçeği millî şuurluluğu nispetinde anlar, hisseder, tepkisi ile yaşamına taşır. Bu değişmez kural, Türk kültür coğrafyasının Anadolu dâhil, Azerbaycan, Özbekistan, Kırgızistan vs. tümü için geçerlidir.

Bu konuyu bu defa ele almamıza“Metafizik İstihbarat: Cinler-Şeytanlar-Ruhlar-Medyumlar”isimli halkbilimi-mitoloji bağlantılı bir eseri inceleme imkânı bulmuş olmamız vesile olmuştur (Çebi 2011).

Cinler âlemivarlıklarının insanlar âlemi ile ilişkilerini incelediğimizde (Kalafat 2019), bu varlıkların birtakım özelliklerinin haber alma ve ona karşı koyma çalışmalarında etkili olabileceklerini düşünmüştük. Bunların insanlar etrafından farklı amaçlar için kullanılabildikleri bilinirken, istihbarat alanında kullanılmadıklarını düşünmek pek mantıklı olmazdı. Tarihte bunun örnekleri de olmuştu.

Cinler âlemiimanlı cinler veimansız cinlerolarak ayrılmaktadır. İmanlı cinler âlemi iman etmiş müttefikler konumundadırlar.

Türkler âlem olarak bir bütündür, bütün olma durumundadırlar. Her ailenin istihbaratı kendi ailesine öncelik tanır. Ailelerin istihbaratları töreye aykırı yapılır ise o uygulama töresizlik olur. Töresizi “düşkün” olarak ilan ederler. Kimsenin düşkün olması istenilmez. Aile bireylerinin töreye aykırı hareketlerinden aileler sorumlu değildir. Ancak sorumlulukları sıfır noktasında da değildir. Netice itibariyle, Türklük büyük ailesi Azerbaycan, Türkmenistan, Kırgızistan ve diğerlerinden oluşan millî bir yapılanmadır. Bunların beherine ait kurumlar, düşkünlük noktasında farklı düzeyde de olsa sorumlu durumundadırlar.

Oldukça çok boyutlu olan bu hususa öyle görünüyor ki, farklı gerekçelerle değinmek gerekecektir. Bu gerçeklerden birisi de Türkoloji´nin millî güvenlik boyutudur. Türk-İslâm tarihi, Türk milletinin sinesine en yüksek seviyelerde Türk soylu ve Müslüman ümmetinden olmayanlarca hulul edebildiğini, farklı dinler, ideolojiler mensubu ajanların bu makamları çeyrek asırlar boyunca maskeli kimlikleri ile işgal ettiklerini göstermiştir. Bunlar yıllar sonra tespitleri yapılabilen millî-dinî yapılanmalarımıza hasım operasyonlarla yerleştirilmiş olan kimselerdi.

21. asrın içerisinde, Anadolu İslâm ortamı merkezî faaliyet vasatı olarak seçilmek suretiyle, sınırları Türk dünyasının sınırlarını da aşan, depresyonu uluslararası boyutlara ulaşan hasım operasyonları bilinmektedir. Keza tahribatı millî sınırlar içerisinde kalmış olsa da çok yönlü bir fuhuş operasyonunun yönetimi bize göre yabancı istihbarat örgütlerince yürütülüyordu. Türk milliyetçiliğini tenzih ederiz, ancak sağlıklı bünyelere sahip olmak, sık ve sağlıklı yapılabilen genel kontrollerin yapılabilmesi ile mümkündür.

Giriş cümlemize dönmek gerekir ise mitolojideki karşılıkları ile kara iyeler olarak bilinen bu varlıklar, loş, karanlık, havasız, pis kokulu yerleri sevmeleri ile bilinirler. İnsanları gözlerler, dinlerler. Bu hususlar, halk inançlarından ve destan metinlerinden biliniyor, izlene biliniyorlar.

Hadisler ve İslâmî diğer kaynaklardan öğrenilen bilgiler arasında ise;

Müslüman evlerin tavanlarındaMüslüman cinlerbulunur. Öğle vakti sofra kurulduğunda tamamen aşağıya inip onlarla akşam yemeği yerler. Müslümanlara yardımcı olurlar (Çebi 2011:76).

Tuvalet deliğinin ortasına çiş yapılmamalı, çünkü oradan size bir cin/mikrop sıçrar da hastalanırsınız. Oturaklar sahiplidir, sizden biriniz helaya girdiğinde, “Allahümme inni euzü minelhubsi ve´l habarsi” denilmesi gerektiğine işaret edilmiştir.

Helada iken cinler, insanın avret mahalline bakarlar. O yüzden bu yerleri sakınmadan uzun süre kalmak birçok hastalığın ve marazın bünyeye taşınmasına vesiledir.

Cinlerin en çok bulundukları yerler hamamlar, ahırlar, mezbelelikler gibi yerlerdir. Kötü niyetli cinlerbu gibi pis yerlerde daha çok bulunurlar. Bu tip yerlerde namaz kılınmasını dahi yasaklayan hadislerden bahsedilir. Bu gibi yerler şeytanın uğrak yerleridir (Çebi 2011:77). Birtakım kimseler buralara gelip keramet adına şeytanlarla konuşurlar.

Ruhaniyetü´t Tevakip diye adlandırdıkları şeytanlar gelirler, onların, bu işlerle uğraşanların öldürme, hasta etme gibi bazı ihtiyaçlarını karşılarlar,sonra zararını çekerler (Çebi 2011:77).Eve girerken, yemek yerken, Allah´ın ismi zikredilirse, şeytan, çetesine “siz buralarda barınamazsınız ve yemek yiyemezsiniz” talimatı verir.

Bütün insanlarıncini ve meleği vardır. Allah´ın yardımı olması halinde insanlar cinlerden kurtulabilirler. Peygamberin, cinlerden olan takipçileri Müslüman olmuşlardır.

Cinlerin yiyip içtikleri, onları koklamak ve gönlü rahatlatmaktan ibarettir. Çiğneyip yuttukları da söylenmiştir. Bir kısmı evlenip ürerler. Bir kısmısihirbaz ve azgın cinlerdir. Onlar Allah´ın ismi anılarak yenilen yiyecekten geriye kalankemik ve tezek yerler (Çebi 2011:79).Tezek onlar içinyemyeşil bir otoluverir. Bu nedenle kemik ve tezekle tuvalet temizliği yapılmaz (Çebi 2011:80). Def-i hacete kıbleye karşı durulmaz,sağ elle taharet alınmaz. Üzerinde Allah´ın ismi yazılmış herhangi bir kemik ve alf artığıcinlerin azığıdır.

Besmele ile yenilen yiyeceklerin artığıMüslüman cinlerin,besmelesiz yenilenlerin artıkları şeytan veinkârcı cinlerin azığıdır.

Şeytan sol eliyle yer içer,sol elile alınıp verilmemelidir. Bu tedbir insan kılığına,insan buudunagirmiş cinlerin teşhiri, onlardan kurtulabilmek içindir. Besmele çekilmeden yemek yemeyi şeytan helâl bulur. Yemeğe başlayan şeytanın yanında besmele çekerseniz yediğini dışarıya çıkarır.

Cinler şeytanlarla birlikte meydana gelmiştir. Şeytan ölünce onlardanİblis´ten başka hepsi ölürler. Müslüman cinler bu kuralın dışındadırlar. Cann, cinlerin küçüklerine denir. Günler cinleri kocalttıktan sonra tekrar 30 yaşlarına dönerler. Cinler insanların ve taşların bedenlerine girebilirler, insanların kanlarında dolaşabilirler (Çebi 2011:77-89).

Kara iyelerin kendi âlemlerinde üstlendikleri rol ve onlar için belirlenen konum ile takıntılı istihbarat uzantılarının özellikleri ne kadar da örtüşüyor.

 

Sonuç

Türk milliyetçiliği daha ziyade aktif kadroları itibariyle büyük ölçüde heyecan, coşku ve hamaset üzerine oturtulmuştur. Haddimizi aşmış olmayalım ama gerektiğinde canımızı pazara süreriz de pek özeleştiri yapmayız, tehditleri küçümseriz. Bu aşırı güven duygusu organize tehditler karşısında hazırlıksız yakalanmalarımıza yol açabilmektedir.

---------------------------

* Dr., Halkbilimi Araştırmaları Kültür ve Strateji Merkezi, yasarkalafat@gmail.com

-Çebi, Hakan Yılmaz (2011). Metafizik İstihbarat: Cinler-Şeytanlar-Ruhlar-Medyumlar. İstanbul: Onikinci Kitap Yayınevi.

-Kalafat, Yaşar (2019). Halk İnançlarında Hikmet İzleri: Ordu ve Kastamonu Efsaneleri. Ankara: Berikan Yayınevi.

 

 

/resimler/2022-1/18/1309454172969.jpg

 

 

 

 

RUMLAR TÜRKİYE’Yİ SUÇLAMAK İÇİN BAHANE YARATMAĞA ÇALIŞIYORLAR

Suriye jeopolitiğinin değişen doğası

UYAN TÜRK, UYAN MÜSLÜMAN!

İçinde ümidi ve ümitsizliği barındıran bir süreç: 5 Kasım

David Stepanyan: Ermenistan-Türkiye sınırı er ya da geç açılacak... Husumet sayfasının çoktan kapanması gerekirdi

Hiçbir sıkıntı bizi yarı yolda bırakamaz

Bakan Fidan'dan dikkat çeken açıklamalar: Esad ile görüşmeye hazırız

Elhan Mehdiyev: Azerbaycan, Rusya'nın pozisyonuna karşı çıkmayı düşünmüyor

Coni niye Kıbrıs’ta?

Kanlı 12 Eylül darbesinin üzerinden 44 yıl geçti