Doç. Dr. Aybeniz Rahimova


`Üçyüz yılık bir geleneğin onurlu sayfası`

`Bu durum Prof.Dr.Abbas Hacıyev`in bağımsızlıktan sonraki Azerbaycan edebiyat bilimciliğinin taleplerine verdiği milli bir bilim adamı tepkisi ve yanıtıydı`


 

UNUTMAYALIM

 
 
 
 
Türk dünyasının bilim adamları dizisinden - elli beşinci yazı

 

*BAKÜ MEKTUBU*

 

Üniversitede çok saygın hocam olmasının yanısıra farklı bakış açısına sahip edebiyat tarihçisi ve eleştirmeni,çağdaş edebiyat uzmanı ve tüm bunların paralelinde babamın yakın arkadaşıydı.Yeteneğinin üzerine emeğini eklemekle (ikinci bir yolu yok ki zaten) genç sayılacak bir yaşta Prof.Dr.titrini kazanması mütevazi kişiliğinde milim değişikliğe neden olmadığı gibi sakin tavrını ve sesini asla yükseltmeden anlattığı derslerini herhangi bir öğrencisinin yaşamı boyunca unuttuğunu da hiç tahmin etmiyorum.O,günümüz Gürcüstan sınırları içinde kalmasına rağmen özbeöz Türklüğünü muhafaza eden Borçalı bölgemizin yetiştirdiği mümtaz bir bilim adamıdır.Köken olarak Türk milletinin Karapapak(Terekeme) boyundan gelmelerinin yanısıra bu kavmin 300 yıllık bilim,irfan ve aydınlıkçı geleneğinin devamcısıdır ve ne mutlu ona ve o soya ki,şimdi oğlu o çizgiyi aynı heyecanla devam ettirmektedir.Babam da aynı çizginin yolcusu olduğu için iki asil sülalenin evlatları olarak çok iyi anlaşırlardı,babamla ortak başka bir yönü ise ikisinin de evlatlarının bilim insanları olarak onların yolundan yürümeleriydi…

Osmanlı İmparatorluğu`nun Kafkasya siyasetinde gerek etnik yapı ve gerekse jeostrateji bakımından Borçalı bölgesinin çok önemli rolünün yanısıra toplumsal dinamiklerin korunup geliştirilmesinde sülalelerin de asla küçümsenemez düzeyde etkinliği bulunmuştur.İşte o ünlü sülalelerden birinin reisi Prof.Dr.Abbas Hacıyev`in büyükdedesi Nayveli olup yaklaşık üçyüz senelik geçmişi olan Nayveli`lerin bir ferdi olarak Hacıyev, 1 Ocak 1933`de Borçalı bölgesinin Sarvan kasabasında (günümüz Gürcüstan Cumhuriyeti Marneuli il merkezi) dünyaya göz açmıştır.Ailenin diğer erkek fertleri olan Cümşüd ve Vekil bilim adamları,Tevfik ise öğretim görevlisi-siyasetçi olarak Azerbaycan`ın bilim ve siyaset tarihine isimlerini yazdırmışlar.1948 yılında Sarvan kasaba ortaokulunu bitiren Abbas Hacıyev,Borçalı Yüksek Öğretmen Okulu`na kaydını yaptırmıştır.

/resimler/2021-3/5/2201107822509.jpg

 

1919`da Milli Devletimiz Azerbaycan Cumhuriyeti`nin kurduğu ve günümüzde de en prestijli bilim ve eğitim kurumlarımızdan biri sayılan Bakü Devlet Üniversitesi`nin Filoloji fakültesini 1952`de kazanmış,Nizami Gencevi eğitim bursuyla okumuş,1957 yılında üstün başarıyla mezun olunca Marneuli`ye giderek ortaokul ve lise öğretmenliği yapmıştır(dönemin kuralları devletin gönderdiği yerde iki sene görev yapmayı talep etmekteydi.) Eğitim yıllarındaki başarısını eğitimcilik hayatında da sürdürdüğü görülünce birkaç ay sonra kendisine devlet görevi verilmiştir.1961 yılında Bakü`nün bilim çevrelerinden aldığı davet üzerine Gürcüstan`daki üstdüzey devlet görevini bırakarak başkentimize gelmiş,Azerbaycan Bilimler Akademisi Nizami Edebiyat Araştırmaları Enstitüsü`nde dönemin ünlü bilim ve devlet adamı Prof.Dr.Şıhali Kurbanov`un başında bulunduğu birimin doktora öğrencisi olmuş,1965 yılında ise edebiyat bilimciliği alanında üç kuşak bilim insanı yetiştirerek kendi ekolünü yaratmış Prof.Dr.Mir Celal`in danışmanlığında `Tiflis edebi ortamı` konulu doktora tezini savunmuştur.Abbas Hacıyev sadece Azerbaycan`da değil belki Sovyetler Birliği sath-ı mailinde de profesörlük tezini çok hızlı şekilde kaleme alıp savunma sürecine sunmuş ender bilim insanlarındandır.Tez savunma sürecinin formal prosedürleri gözöününe alındığında Abbas hocanın kendi profesörlük tezini 2.5-3 senede kaleme aldığını,2 senelik formal prosedürleri de tamamladıktan sonra 1970`de başarıyla savunduğunu görüyoruz.Ünlü bilim insanlarının dahil olduğu yaklaşık yirmi kişilik Bilim Konseyi önünde savunduğu tezle ilgili eleştirel görüşlerini ortaya koymak üzere görevlendirilmiş o insanlardan biri Türkiye`nin de yakından tanıdığı ve bu dizide kendisiyle ilgili de yazımız bulunan Prof.Dr.Bahtiyar Vahapzade olmuş,Abbas Hacıyev,Vahapzade`nin yanısıra iki bilim adamının daha karşıt görüşlerine verdiği yanıtlarla Savunma Konseyi`nin onayını almış,tez Moskova`da SSCB Bakanlar Kurulu`na bağlı Yüksek Terfi Komisyonu tarafından onaylandıktan sonra Hacıyev`e Prof.Dr.ünvanı verilmiştir.Burada dikkat çekmemiz gereken önemli hususların başında Abbas Hacıyev`in profesörlük tezinin konusunun Azerbaycan`ın ünlü yazarı,bilim ve devlet adamı,iki kere Yazarlar Birliği başkanlığı ve Asya ve Afrika Ülkeleri Dayanışma Komitesi başkanlığı yapmış Mirza İbrahimov`un eserleri üzerine olmasını zikretmemiz gerekir.

1911 Güney Azerbaycan doğumlu Mirza İbrahimov,henüz çocuk yaşlarındayken Bakü`ye gelerek burada eğitim görmüş,1942 yılında 31 yaşındayken Eğitim bakanlığına atanmış,1950`li yıllarda iki kere Azerbaycan Meclis başkanlığı görevinde bulunmuş ,`Devlet dairelerinde ana dilinde konuşma zorunluluğu`na ilişkin yasayı Meclisten yasa geçirince SSCB yönetiminin doğrudan hedefi durumuna gelmiş,koltuğu bırakmak zorunda kaldıktan sonra da baskılar sona ermeyince 1961`de ufak bir kağıda `Halkım,senin dışında kimsem yok` -diye yazarak arşivine saklamştır.1941-1946 yılları arasında Güney Azerbaycan`da Milli devlet kurma sürecinin perde arkasında da önemli rolleri olmuş Mirza İbrahimov`un o dönemin idam edilmiş kahraman Başsavcısı Feridun İbrahimi`nin hayatını ve idamını konu alan `Gelecek gün` romanı günümüz Güney Azerbaycan istiklal mücadelesinin yolgösterici yapıtlarından biri olarak değerini korumaktadır.İşte Prof.Dr.Abbas Hacıyev`in bilim kariyerinde önce Şıhali Kurbanov gibi hayatını genç yaşta kaybetmiş önemli bir bilim ve devlet adamının,daha sonra bir ekol niteliğindeki Prof.Dr.Mir Celal`in,ardından ise Mirza İbrahimov`un belirleyici derecede yer tutmaları kendisine duyulan güvenin dışavurumu olmasının yanısıra ilerleyen dönemde bilim adamı isminin de onlarla yanyana anılmasında mühim role sahip olmuştur.1974 yılında giriş sınavlarını kazanarak kayıt yaptırdığım üniversitemizde bizim derslerimize farklı bir üniversitenin edebiyat bölümü başkanı sıfatıyla geliyordu ve galiba babamın da görev yaptığı üniversitemizi çok sevmesinden dolayı 1979 yılında kendi isteğiyle Azerbaycan Devlet Eğitim Üniversitesi`ne geçmiş ve orada Azerbaycan edebiyatı tarihi bölümüne uzun süre başkanlık yaptı.Hayatını babamla aynı yılda-21 Ocak 2011- kaybettiğinde Abbas hocam 78,babam ise 84 yaşındaydı.

/resimler/2021-3/5/2201457666948.jpg

 

Bir edebiyat bilimcisi olarak Prof.Dr.Abbas Hacıyev`in çalışmalarının içeriğini kategorize ettiğimizde bu bilim adamının esas itibariyle şu konular üzerinde incelemeler yaptığını görüyoruz:

1) Doktora tezinin de konusu olan `Tifliz edebi ortamı` temasını kariyerinin henüz başlarından alarak hayatının sonuna kadar ilgi alanından çıkarmadığını,kaleme aldığı kitapların içeriğini elde ettiği yeni olgularla sonraki baskılarda daha da zenginleştirdiğini,güncel basında bu konuda yayınlattığı yazılarda analizlerini derinleştirdiğini gözlemekteyiz.İşbu gözlemimizi kanıtlayan birkaç yapıtın isimleri şöyle:1) Tiflis edebi ortamı.Yazıcı yayınevi,Bakü,1980; 2) Tiflis`teki Azerbaycan tiyatrosu.Işık yayınevi,Bakü,1984; 3)Tiflis Azerbaycan ve Adıgün tiyatrosu.Bakü,2006 v.d. Tamamı arşiv belgelerine ve dönemin güncel basın yazılarına istinaden kaleme alınmış bu kitapların ortaya çıkması için Prof.Dr.Hacıyev sadece Azerbaycan`ın ve Gürcüstan`ın değil SSCB`nin farklı arşivlerinde son derece verimli çalışmalar yapmıştır.İsmini zikrettiğimiz bu yapıtlara harcanan titiz emek hem de bu alanda açılmış bir çığır niteliği taşımaktadır.Ahıska Türklerinin Adıgün tiyatrosuyla ilgili yaptığı isabetli incelemelerin Türkiye`de de yayınlanması bir bilim adamı olarak Prof.Dr.Hacıyev`in eserlerine verilen büyük değerin ifadesi olmuştur.

2) Prof.Dr.Abbas Hacıyev ünlü yazarımız ve devlet adamımız,Ord.Prof.Dr.Mirza İbrahimov`un yaratıcı kişiliğine ilişkin ilk kapsamlı çalışmanın altına imzasını atmış bir bilim adamı olarak tanınmakta olup,İbrahimov`la ilgili 1970`lerden sonra yapılan incelemelerin bilimsel referans noktası olarak kendisinin profesörlük tezi ve daha sonra o tezin genişletilmiş versiyonu olan `Mirza İbrahimov` isimli kitabı (Yazıcı yayınevi,Bakü,1982) olmuştur.Yani,bir kadar farklı biçimde ifade etsek,son elli yılda Mirza İbrahimov üzerine yapılan araştırmalar Prof.Dr.Hacıyev`n yapıtı derinliği ve titizliği bakımından hep üst noktalarda kaldığını kanıtlamıştır.Prof.Dr.Abbas Hacıyev`in,`Yazarın kişiliği ve edebi uyum`, `Sanatçının yaratıcı ferdiyeti` v.d.kitapları da dönemin önde olan kalem sahiplerinin eserlerini inceleyen mühim yapıtlar olmalarının yanısıra güncel basında çağdaş edebiyata ilişkin sık sık yayınlanan makaleleri sürece belirli ölçüde yön veren yazılar olarak karşımıza çıkmatadır.Yayınlandığı zamanlarda da yakından takip ettiğimiz o yazılara bugün yeniden döndüğümüzde 1965-1995 yıllarını kapsayan otuz yıllık peryotta Prof.Dr.Abbas Hacıyev`in eleştiri yazılarının önemli ölçüde gündem belirlemelerinin yanısıra günümüzde değerini koruduğunu görüyoruz.Güncel basında ışık yüzü görmüş o yazıların bir kısmı Prof.Dr.Hacıyev`in 2008`de yayınlanmış `Hayat ve edebi kaderler` kitabına dahil edilmiştir.

/resimler/2021-3/5/2202176886215.jpg

 

3) Sovyet rejiminin geleneksel doktrini olan `Sosyalist gerçekliği` teorisine milli duyğulara sadık öteki meslektaşları gibi hep mesafeli durmuş Prof.Dr.Abbas Hacıyev 1980`lerin ortalarından çalışmalarını iki alan üzerine yoğunlaştırmıştır: 1) Edebiyat kuramcılığı; 2) Edebi eserlerin sanatsal değeri.İlginçtir ki,elli beş senelik edebiyat tarihçisi,eleştirmeni ve kuramcısı faaliyetlerine toplu halde baktığımızda Prof.Dr.Hacıyev`in en çok eseri 1985-2010 arasında verdiğini ve o yapıtların neredeyse %90`nın edebi eserlerin sanatsal değeri,yani yapısalcı incelemelerden ibaret olduğunu veya edebiyat kuramı üzerine kaleme alındığını görüyoruz.Çoğunluğunu babam için imzaladığı ve bir kısmı benim de kütüphanemde bulunan bu kitaplarının genel listesine gözattığımızda 1988-2010 yılları arasında edebiyat bilimciliği,edebiyat kuramı,edebi eserin yapısı,edebi türler,edebi eğilimler ve akımlar konularında sekiz kitabının yayınlandığını görüyoruz.Bu durum Prof.Dr.Abbas Hacıyev`in bağımsızlıktan sonraki Azerbaycan edebiyat bilimciliğinin taleplerine verdiği milli bir bilim adamı tepkisi ve yanıtıydı.Ve daha ilginç bir husus Prof.Dr.Abbas Hacıyev`in bu çalışmaları oğlu,meslektaşımız Prof.Dr.Asif Hacılı ile aynı düşünce paralelinde yürütmesiydi.Yani edebiyat bilimciliğimizde evlat babadan bayrağı devralırken maratonu da neredeyse otuz sene yanyana koşmuşlar.

İşte Prof.Dr.Abbas Hacıyev`in edebiyat bilimciliğimize başka bir armağan da kesinlikle budur.

Kiymetli bir üstadın,hocanın,baba dostunun aziz hatırası önünde saygıyla eğiliyorum.

 

 

 

RUMLAR TÜRKİYE’Yİ SUÇLAMAK İÇİN BAHANE YARATMAĞA ÇALIŞIYORLAR

Suriye jeopolitiğinin değişen doğası

UYAN TÜRK, UYAN MÜSLÜMAN!

İçinde ümidi ve ümitsizliği barındıran bir süreç: 5 Kasım

David Stepanyan: Ermenistan-Türkiye sınırı er ya da geç açılacak... Husumet sayfasının çoktan kapanması gerekirdi

Hiçbir sıkıntı bizi yarı yolda bırakamaz

Bakan Fidan'dan dikkat çeken açıklamalar: Esad ile görüşmeye hazırız

Elhan Mehdiyev: Azerbaycan, Rusya'nın pozisyonuna karşı çıkmayı düşünmüyor

Coni niye Kıbrıs’ta?

Kanlı 12 Eylül darbesinin üzerinden 44 yıl geçti