Doç. Dr. Aybeniz Rahimova


`Yine Şuşa, bu kez Molla Penah Vagıf ve araştırmacısı`

Sovyet döneminde bilim alanına koyduğu sıkı kurallardan dolayı henüz 30 yaşındaki genç bir akademisyenin kitabının yayınlanması ender görülen bir olaydı.


 

UNUTMAYALIM

 
 
 
Türk dünyasının bilim adamları dizisinden - elli dördüncü yazı

 

*BAKÜ MEKTUBU*

 

`Edebiyat bilimcileri olarak bizim bildiğimiz, bize teskinlik veren husus Prof. Dr. Araz Dadaşzade gibi mümtaz bir bilim adamının edebiyat bilimciliği alanından geçmesidir, bu dünyadan geçmesidir`

Onun hayatı ve çalışmaları Azerbaycan edebiyat bilimciliği için birkaç bakımdan simgesel örnek teşkil etmekte olup o hususları şu şekilde kategorize edebiliriz:

1) Edebiyat bilimciliğimizin duayen bir ağabeyi olmasının yanısıra kurumsal olarak da yapılan planlamaların yöneticisi konumundaki Ord.Prof.Dr.Mammad Arif Dadaşzade`nin evladı olmasının Araz Dadaşzade`yi asla ve katiyen ötekilerden farklı bir konuma yükseltmemesi;yani,bilim aleminde Mammad Arif Dadaşzade`nin oğlu gibi değil,en alt kademeden başladığı kariyerini başkalarından daha ziyade çalışarak adım adım kazanması.

2) Orta çağdan yeni döneme geçişte edebiyatımızı saray jargonundan çıkararak `halkın şirin dilinde yazan` 18. yüzyıl şairimiz Molla Penah Vagıf`ı ilk kez kapsamlı biçimde incelemeye alması,önce doktora ve arkasından profesörlük tezini bir ekol olan Molla Penah Vagıf üzerine kaleme alması.

3) Karabağ Hanlığı`nın dış ilişkiler sorumlusu Vagıf`ın hayatını dönemin koşulları içersinde irdelemesi,eserlerinin her kelimesine sadece `kalp,gönül,sevgi` kavramları içersinde değil aynı zamanda dönemin çalkantılı koşullarıyla ilintili biçimde mana araması.Yirmi sekiz buçuk sene ermeni işgalinde kaldıktan sonra geçtiğimiz sene 8 Kasım`da kurtardığımız Şuşa,Karabağ Hanlığı,Molla Penah Vagıf denince sadece edebiyat bilimciliğinde değil toplum genelinde de Prof.Dr.Araz Dadaşzade`nin isminin o çerçeve içersinde daha büyük saygı kazandığını görmekteyiz.

4) Azerbaycan Ansiklopedisi yayına hazırlanmasının yirmi beş senelik sürecinde yönetici ve hayatının son iki yılında Ansiklopedi genel yayın yönetmeni olarak görev yapması Prof.Dr.Araz Dadaşzade`nin saygınlığını artıran başka bir öğe olmuştur.2 Kasım 1990`da henüz elli dört yaşındayken hayatını kaybetmesine rağmen isminin önünde hep `geniş mütalaalı,derin inceleme kabiliyetli,mütevazi kişilikli bir bilim insanı` özellikleri durur ve buna bugün hayatta olan dostları,meslektaşları değil onun yapıtlarını okuyup inceleyen kendisinden sonraki kuşaklar da tereddütsüz tanıklık eder.

Hayır, buna `muhtemelen` demeyeceğim,kesinlikle böyle olduğunu rahmetli babamdan biliyorum:bir bilim insanı için en büyük mutluluk evlatlarının onun yolundan gitmesi,onun alanında kendine kariyer edinmesidir.Torunlarının da aynı yolu seçmesini belki görür, belki görmez,ama bir ailenin üç kuşağının aynı bilim dalında faaliyetlerde bulunması bir ülke için büyük nimet olsa gerek.İşte Dadaşzade ailesinin üçüncü kuşağının dede,Ord.Prof.Dr.Mammad Arif Dadaşzade`nin yolundan gitmesi bunun somut örneklerinden birini teşkil etmektedir.Bu yazıda ikinci kuşağın temsilcisi,yani önce evlat,sonra baba Prof. Dr. Araz Dadaşzade üzerine birkaç kelime edeceğim.

 

/resimler/2021-2/26/1156252646947.jpg

 

30 Ocak 1936`da Bakü`de doğdu.On altı yaşında liseden mezun olup 1952`de Azerbaycan Devlet Üniversitesi`nin felsefe fakültesini kazandı.Ertesi sene fakülte kapatılınca eğitimini tarih fakültesinde sürdürdü ve 1957`de aynı fakülteden mezun olarak Azerbaycan Bilimler Akademisi`ne bağlı Tarih müzesinde çalışmaya başladı.1960`da Bilimler Akademisi`ne bağlı Edebiyat Araştırmaları Enstitüsü`nde başladığı doktora eğitimini 1963`de tamamlayarak ertesi sene `Molla Penah Vagıf`ın hayatı ve yaratıcılığı` konusundaki doktora tezini savundu. Dikkat edildiğinde,Araz Dadaşzade`nin üniversite eğitmini tarih dalında almasına rağmen doktora tezini edebiyat dalında yapması gözlerden kaçmayacaktır.Sovyet döneminin sıkı bilim kuralları içersinde ender görülen bu durum Araz Dadaşzade`nin edebiyat alanında yaptığı çalışmalar ışık yüzü gördükçe onun meziyetlerinden biri sayılmıştır.Yeni dönem şiirimizin beşiği başında durmuş Molla Penah Vagıf`la ilgili çalışmalarının Vagıf`ın 250.doğum yılına denk gelmesi Ord. Prof. Dr. Mammad Arif Dadaşzade`nin henüz 1960`ların başlarında yaptığı planlamaların ürünlerinden biri olarak ortaya çıkmıştır.

Molla Penah Vagıf`ın doğumunun 250.yılının Azerbaycan`da yapılan kutlama törenlerine ünlü Türk yazarlar Kemal Tahir ve Hayati Asilyazıcı`nın da davet edilmeleri, Bakü`den sonra Şuşa`da ve Moskova`da yapılan toplantılarda genç bir akademisyen olmasına rağmen Araz Dadaşzade`nin isminin hep ön planda bulunmasına neden olmuş,o toplantıların esas konuşmacılarından biri Araz Dadaşzade olmuştur.Molla Penah Vagıf`ın doğumunun 250.yılı Türkiye ve Azerbaycan yazarlarının biraraya gelerek uzun uzun beyin jimnastikleri yapmalarına yardımcı olduğu gibi Karabağ`daki sinsi bölücü faaliyetlere bir meydan okuma hüviyeti taşımasıyla da hafızalara kazınmıştır.Nitekim dönemin Azerbaycan Komünist Partisi başkanı ve bağımsız Azerbaycan`ın ulu önderi Haydar Aliyev`in doğrudan girişimleriyle Aralık 1981`de Molla Penah Vagıf`ın Şuşa`da dikilen büstü de Karabağ`ımızın milli tarihini simgeleyen yeni bir örnek olarak tarihteki yerini alırken Şuşa`da yapılan toplantının konuşmacılarından biri de Araz Dadaşzade olmuştur.Molla Penah Vagıf konusunda incelemelerini sürdüren Araz Dadaşzade 1977 yılında savunduğu `18.yüzyıl Azerbaycan lirik şiiri` konusundaki teziyle Prof. Dr. titrine layık görülmüştür.1960`lı yılların ortalarına kadar Bilimler Akademisi Edebiyat AraştırmalarıEnstitüsü`nde görev yapan Araz Dadaşzade daha sonra henüz kuruluş aşamasında olan Azerbaycan Ansiklopedisi`nde göreve başlayarak Ansiklopedi genel yayın yönetmeni ünlü şairimiz Resul Rza`nın yanında büyük deneyim kazanmıştır.İlk baskısı yirmi bin adet olan Ansiklopedimizde önce Edebiyat ve sanat birimi başkanlığı yapan Araz Dadaşzade, görevini 1976-1988 yılları arasında genel yayın yönetmen yardımcısı olarak sürdürmüş,1988`de atandığı Azerbaycan Ansiklopedisi genel yayın yönemeni görevinden kendisini ölüm ayırmıştır.2 Kasım 1990`da hayata gözlerini yuman Prof.Dr.Araz Dadaşzade`nin ölüm nedenini 2016 yılında onun 80.doğum yılı dolasıyıla Azerbaycan Yazarlar Birliği`nde düzenlenen anma toplantısında çocukluk ve gençlik arkadaşı,Yazarlar Birliği başkanı Anar şu şekilde yorumlamıştır:

”Araz`ın hayattan erken gitmesinin bir nedeni de belki 1990 yılı olayları oldu.Onun `Kara Ocak`ta (sovyet ordusunun 20 Ocak 1990`da Bakü`ye saldırarak 137 vatandaşımızı katle yetirdiği günler kastediliyor-A.R.) nasıl ızdırap çektiğini,farklı mercilere mektuplar yazarak bir aydın duruşu sergilediğini,milletimizin başına getirilen müsibeti nasıl protesto ettiğini iyi hatırlıyorum. Aynı yıl biz onu kaybettik.” Vefatından 1 sene önce-1989`da Onursal Bilim İnsanı titrine layık görülen Prof.Dr.Araz Dadaşzade`nin 2017 yılında Azerbaycan Kültür Bakanlığıtarafından yayınlanan `18.yüzyılAzerbaycan lirik şiiri`isimli kitabına yazdığı önsözde yazar Elçin,yakın arkadaşının çaresiz bir hastalığa yakalandığını henüz 1990 yazında hissettiğini,sonbahar başlarında kendisini hastane odasında ziyaret ederken kanserin pençesinden kurtulamayacağını hissederek 2 Kasım`da ölüm haberini alana kadar her gün nasıl kahrolduğunu çarpıcı kelimelerle ifade etmiştir.İsmini zikrettiğimiz kapsamlı çalışmasında Prof.Dr.Araz Dadaşzade,yeni dönem Azerbaycan şiirinin yaratıcısı ve aynı zamanda Karabağ Hanlığı`nın dış ilişkilerden sorumlu yetkilisi Molla Penah Vagıf`ın kendinden önceki kalem sahiplerinden farklı olarak `güzel ve güzellik` kavramının içini gerçekçi öğelerle nasıl doldurduğunu şu şekilde tespit etmiştir :”Gerçekçi pozisyon alan Vagıf güzel kadına yeryüzünde yaşayan,seven ve sevilen bir hayat unsuru olarak bakmaktaydı.Vagıf,romantik,hayali güzele somut ve milli bir Azerbaycan kızı elbisesi giyindiriyor,onu simgesel durumundan çekip çıkararak kendine has ferdi çizgileri bulunan insan durumuna sokuyordu.” Prof.Dr.Araz Dadaşzade`nin bu tespitleri Feridun Bey Köçerli ile başlayan profesyonel edebiyat bilimciliği ekolümüzde Molla Penah Vagıf`la ilgili kısa notların bir konsept haline getirilişinin isabetli ifadesiydi.Bu bakımdan onun onun Vagıf ve genel olarak 18.yüzyıl Azerbaycan lirik şiiri üzerine yaptığı tespitlerin tamamı günümüz edebiyat bilimciliği çalışmalarında temel niteliği taşımakta ve o şekilde kabul görmektedir. Prof. Dr. Araz Dadaşzade`nin edebiyat bilimciliğimize kiymetli armağanlar olarak bırakıp gittiği kitapların somut inceleme yapıtları olması da onun bilimde derinliğe verdiği önemin ifadesidir.İşte o kitaplardan birkaçının ismi:

 -Molla Penah Vagıf (hayatı ve yaratıcılığı.) Azerbaycan Bilimler Akademisi Yayınları,1966,190 sayfa.Şunu özellikle not etmemiz gerekir ki,sovyet döneminde bilim alanına koyduğu sıkı kurallardan dolayı henüz 30 yaşındaki genç bir akademisyenin kitabının yayınlanması da ender görülen bir olaydı.

-18.yüzyıl Azerbaycan lirik şiiri.İlim yayınevi,Bakü,1980,227 sayfa.

-Hoş niyetin ve güzelliğin şiiri.Bakü,Yazıcı yayınevi,1986,206 sayfa.

Prof. Dr. Araz Dadaşzade bilim alanında farklı dönemlere ve konulara dalmak yerine belirli bir dönemi ve somut edebi kişilikleri mercek altına almak suretiyle derinlemesine incelemeler yapmayı tercih etmiş bir bilim adamı olarak edebiyat bilimciliğimzin tarihinde o şekilde iz bırakmış bir bilgindir.Ansiklopedi yöneticiliği ise onun hayatının başka bir iştigal alanını teşkil etmiş ve kuşkusuz, Prof. Dr. Dadaşzade`nin oraya belki daha fazla mesai harcamasına neden olmuştur. Bu durum Araz Dadaşzade`nin mi kaybı olmuştur,ansiklopediciliğimizin mi kazancı olmuştur? Onu bilemediğimiz gibi yargılamak da bize düşmez. Fakat edebiyat bilimcileri olarak bizim bildiğimiz,bize teskinlik veren husus Prof.Dr.Araz Dadaşzade gibi mümtaz bir bilim insanının bu alandan geçmesidir,bu dünyadan geçmesidir. Meslek büyüğümüz olmasından gurur duymaya devam edeceğiz, yapıtlarından her daim yararlanmak kaydıyla bizler de bu fani dünyada olmadığımızda Prof.Dr.Araz Dadaşzade gibi saygıyla anılmaya gıptayla bakmayı sürdüreceğiz.Ve evlat,torun,Doç.Dr. Akşin Dadaşzade`nin aynı yoldan yürümesi Dadaşzade ailesi kadar edebiyat bilimciliğinin de tesellisi olacaktır.Müzik teorisyeni kızı Prof. Dr. Zümrüd Dadaşzade`nin bilim dünyasında olması da aynı tesellinin farklı bir parçası olarak karşımıza çıkacaktır.

Edebiyat bilimciliği dünyasında var olduğu için Prof.Dr.Araz Dadaşzade`ye Allah`tan rahmet diliyorum.

 

RUMLAR TÜRKİYE’Yİ SUÇLAMAK İÇİN BAHANE YARATMAĞA ÇALIŞIYORLAR

Suriye jeopolitiğinin değişen doğası

UYAN TÜRK, UYAN MÜSLÜMAN!

İçinde ümidi ve ümitsizliği barındıran bir süreç: 5 Kasım

David Stepanyan: Ermenistan-Türkiye sınırı er ya da geç açılacak... Husumet sayfasının çoktan kapanması gerekirdi

Hiçbir sıkıntı bizi yarı yolda bırakamaz

Bakan Fidan'dan dikkat çeken açıklamalar: Esad ile görüşmeye hazırız

Elhan Mehdiyev: Azerbaycan, Rusya'nın pozisyonuna karşı çıkmayı düşünmüyor

Coni niye Kıbrıs’ta?

Kanlı 12 Eylül darbesinin üzerinden 44 yıl geçti