Tarih: 16.08.2023 10:53

Avrasya Dosyası Dergisinde Depreme İlişkin Önemli Tespit ve Öneriler…

Facebook Twitter Linked-in

Malum, Türkiye genel anlamda bir deprem bölgesi…

Daha çok yakın zamanda, 6 Şubat 2023’te 11 ilimizi etkileyen bir deprem yaşadık.

Resmi rakamlara göre, 50 binden fazla insanımız hayatını kaybetti. 14 milyon kişi etkilendi. En az 35 bin 355 bina yıkıldı. Nereden bakarsanız bakın çok büyük bir acı.

Türkiye elbette büyük bir ülke; topyekûn bir mücadele ile bunun da üstesinden geleceğiz, yaraları hep birlikte saracağız.

Ama acaba imar çalışmaları, kentsel çalışmalarla ilgili hususlar başta olmak üzere… Bugüne kadar yapılması gereken, atılması gereken bazı adımlar var mıdır? İhmaller var mıdır?

Ortaya çıkan fotoğraflar gösteriyor ki, bu sorunun cevabı ne yazık ki ‘evet’ tir.

Tam da bu noktada bir çalışmadan söz etmek isterim.

***

Avrasya Dosyası dergisi… Avrasya Uluslararası İlişkiler ve Stratejik Araştırmalar Merkezi (ASAM) ve Avrasya Bir Vakfı’nın hakemli dergisi.

 

AVRASYA DOSYASI’DAN DEPREME ÖZEL SAYI

Türkiye, 6 Şubat 2023 sabahına merkez üssü Kahramanmaraş’ın Pazarcık ve Ekinözü ilçelerinde meydana gelen depremlerle uyandı. Bu depremlerin yıkıcı etkisi hemen yanı başımızdaki Suriye’yi de vurdu. Depremler sonucunda Türkiye’de yaklaşık 51 bin, Suriye’de ise 8 bin 500 kişi hayatını kaybetti; 120 binden fazla kişi de yaralandı. 

Ülkemizin en önemli hakemli dergilerinden Avrasya Dosyası da, asrın felaketi olarak nitelendirilen “Deprem” özel sayısı ile okurlarını selamladı.

Avrasya Bir Vakfı ve ASAM’ın 6 aylık periyotlarla, Dr. Tuğçenur Furtana Ekinci editörlüğünde yayımladığı dergi hakkında Milli Gazete yazarlarından Adnan Öksüz 16 Ağustos 2023 tarihli köşe yazısında geniş bir değerlendirme kaleme aldı. “Avrasya Dosyası Dergisinde Depreme İlişkin Önemli Tespit ve Öneriler” başlığıyla kaleme alınan yazıda, depremin ülkemiz açısından değerlendirmesi yapılırken, dergide yer alan yazılara da temas edildi.

Öksüz yazısında, “Dergi son sayısını deprem konusuna ayırdı. Dergide bir dosya oldukça ilgi çekici: Prof. Dr. Adem Esen tarafından kaleme alınan “Dirençli Şehirler Oluşturma ve Afet Zararlarını Azaltmada Kamu Yönetiminin Yeri” diyerek Adem Esen’in konuyla ilgili tespit ve önerilerini öz cümleler halinde okurlarına aktarıyor.

Avrasya Dosyası’nda sözü edilen yazıların dışında şu çalışmalar da yer alıyor. 

Dr. Eray Güçlüer: “Milli Güvenlik Meselesi Olarak Deprem”

Dr. Ayşe Beyza Bıçakçı ve Dr. Elif Ergüney Okumuş: “Depremin Psikolojik Etkileri”

Prof. Dr. Veysel Bozkurt: “Depremin Sosyolojik Etkileri”

Prof. Dr. Mehmet Fatih Altan ve Yüksek Mimar Okan Hastürk: “Depremin Ardından Kentsel Dönüşüm, Şehir Planlaması”

Doç. Dr. Hasan Bardakçı ve Arş. Gör. Furkan Demirtaş: “Depremin Dış Ticarete Etkileri”

Prof. Dr. Ayhan Aytaç: “Deprem ve Afet Anlarına Yönelik Milli Bir Haberleşme Sistemi Önerisi”

Prof. Dr. Kürşat Yıldırım ve Dr. Hakan Nişancı: “Dünyadaki Depremlerin Örnekleri’

Dergi son sayısını deprem konusuna ayırdı.

Dergideki bir dosya oldukça dikkat çekici; Prof. Dr. Adem Esen tarafından kaleme alınan, “Dirençli Şehirler Oluşturma ve Afet Zararlarını Azaltmada Kamu Yönetiminin Yeri”.

Adem Esen, imar konusunda TBMM’de görev almış iki milletvekili, daha önce büyükşehir belediye başkanlığı yapmış bir kişi, büyükşehir ilçe belediye başkanlıkları yapmış altı kişi, bir vali, altı kaymakam, bir şehir plancısı, bir ilçe belediyesi imar başkan yardımcısı, iki bina ve site yönetim şirketi başkanı, beş müteahhit, sekiz akademisyen, organize sanayi bölgesi müdürü, çevre mühendisi, avukatı olmak üzere kırk kişi ile yakın dönemde mülakat yaptı.

Tüm bu çalışmalardan sonra bu dosyayı kaleme aldı, Adem Bey.

Geniş kapsamlı dosyada, depremlere ilişkin alınması gereken tedbirler önemli. Akademisyen Adem Esen’in bazı tespit ve önerilerini sizlere de aktarmak istiyorum;

* “Belediye başkanlarının imar ve planlama üzerindeki etkilerinin fazla olduğu müşahede edilmektedir: Daha önce şehirleşme veya planlama hakkında hiçbir tecrübe veya bilgisi olmayan bir kişi belediye başkanı seçilerek bir bölgenin planlaması konusunda neredeyse tek yetkili hale gelmektedir.”

* “İmar mevzuatı değiştirilmelidir. İster yeni alanlar üzerinde yapılan çalışmalar, ister mevcut planlar üzerindeki tadilatlar olsun her türlü imar çalışması şeffaf, katılımcı ve tekniğine uygun olmak zorundadır.”

 

SİYASİ PARTİLER ORTAK GÖRÜŞTE OLMALIDIR!

Prof. Adem Esen’in depreme ilişkin tespit ve önerileri arasında dikkat çeken bir husus, bu konuda alınması gereken kararların uzlaşı ve konsensüsle olması gerektiği. Okuyalım;

* “İmar tadilatlarının sadece belediye meclislerine bırakılması yerine, Batı ülkelerinde olduğu gibi planların halkın onayına (referanduma) sunulması önerisi bazı görüşlerde vardır.”

* “Konu ile ilgili düzenlemeler yapılırken siyasi partiler ortak görüş sahibi olmalıdır. Yerel seçim gelmeden bu konularda uzlaşma sağlanmalıdır.”

* “Yasama yetkisine sahip olan TBMM, mevzuattaki eksiklikleri giderme yanında genel ve yerel idarelerin bu konudaki eksikliklerini işaret ederek gidermeleri için öneriler sunmalıdır.”

* “Yerel Yönetimler Genel Müdürlüğü Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na, İller İdaresi Genel Müdürlüğü ise İçişleri Bakanlığı’na bağlıdır. Bu çift başlı yapı koordinasyon zayıflığıyla beraber sorunları da artırmaktadır.”

* “Belediye meclislerinin oluşum şekli, meclislerdeki meslek dağılımı, rant gruplarının komisyonlardaki hâkimiyetleri dikkate alınmalıdır.”

* “Belediye meclislerinde imarla ilgili oylamalarda karşı oyların sahipleri belirtilmediğinden hiçbir meclis üyesine soruşturma izni verilememektedir. Aslında bu durum, kanuna karşı hiledir.”

* “1984-1986 yıllarında illerde hazırlanan imar planları merkezi idareye, Ankara’ya gönderilir, burada tasdik edilirdi. Bu merkezi yapı sürdürülememiştir.”

* “İskâna açılacak bir alanın zemin ve diğer tüm özelliklerini ele alarak ciddi bir planlama maalesef ülkemizde yapılmamaktadır.”

* “Günümüzde belediyelerin yaptıkları planların kontrollerinin olmadığı üzüntü ile yaşanmaktadır.”

* “Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın, belediyelerin yerini kısa ve orta dönemde alma imkânı yoktur. Zira il müdürlükleri hem kadro hem de tecrübe olarak yeterli değildir.”

KAÇAK YAPILAŞMADA RÜŞVET ÇARKI!


Avrasya dergisindeki bu yazıda dikkat çeken bir konu da, imar planlarındaki yetki ve kaçak yapılaşmalardaki rüşvet çarkı. Adem Esen diyor ki;

* “İmar planları yapma yetkisinin yerel yönetimlerden alınarak tamamen merkezi idareye devredilmesi konuyu çözemez, daha sıkıntılı hale getirir. Bu sebeple merkezi idarelerin yaptıkları genel planlara uygun olarak yerel özellikler dikkate alınarak küçük ölçekli planların yapılması sağlanmalı ve planların imar tadilatları ile bozulması için idari vesayet için siyasi etkilerden uzak Sayıştay benzeri bağımsız bir kamu kurumu oluşturulmalıdır.”

* “İnşaat izni ve ruhsatlarının belediye tarafından takip edilmesinde ciddi sorunlar yaşanmaktadır.”

* “İnşaat yapacak kişilerin nitelikleri yasalarla düzenlenmelidir.”

* “İnşaat yapım sürecinde en küçük detayların bile ihmal edilmemesi gerekir. Mesela kalıp çakılması, demirlerin paslanmasının önlenmesi, beton denetimi ve demir bağlamalarından sonra beton dökülmeden önce buraların temizlenmesi, demirlerin nervürlü olup olmadığının kontrolü gerekir.”

* “Özellikle konut binalarında giriş katlarda yumuşak kat etkisi yaratan işyeri oluşturma uygulamasına müsaade edilmemeli; yapısal düzensizlikler ortaya çıkaran ‘çıkma’lar yasaklanmalıdır. Bitişik nizamdan kaçınılmalı; bitişik nizamlardaki kat yükseklik farklarına dikkat edilmelidir.”

* “Kaçak inşaatlar önlen(e)memektedir.”

* “İmar afları ciddi sıkıntılara yol açmıştır. Konu sadece idare hukukunun konusu olmakla kalmamalı, ceza hukuku açısından da yeterince düzenlenmelidir.”

* “İmar ve inşaat konularında yerel kamu denetçiliği faydalı olacaktır.”

* “Bina yönetimlerinin sorumlulukları düzenlenmelidir.”

* “Sayıştay’ın bazı denetimlerinde imar konuları yer almaktadır. Oysa aynı konular ilgili bakanlıkların veya yerel yönetimlerin raporlarında yeterince yer almadığı görülmektedir.”

* “Bazı görüşlerde Afet Bakanlığı kurulması önerilmektedir. Sorunu çözmeye yönelik yaklaşımlarda yeni kurumların ihdası çoğu kere bürokrasiyi artırmakta ve karmaşaya yani koordinasyon bozukluğuna yol açmaktadır. Afet Bakanlığı kurulması da böyle bir sonuca götürebilir.”

* “Seçimlere yakın kaçak yapılaşma artmaktadır… Bu da rüşvet gibi yollarla olmaktadır.”

 




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —