Rusya, füze savunma sistemi S-300´lerin ilk partisini, ambargonun kaldırılmasının ardından İran´a teslim etti. İsrail, ABD ve Suudi Arabistan, 2007 yılında imzalanan anlaşmaya karşı çıkmıştı. İran´ı bölgede sıkıştırmaya yönelik hamleler devam ederken, S-300´ler nasıl bir etki yaratacak?
İstanbul Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hakan Güneş, S-300 füzeleriyle İran´ın savunma sisteminin olağanüstü güçlü hale geldiğini ve bu durumun İsrail´in tehditlerini etkisizleştirdiğini söyledi. S-300´lerin saldırı değil, savunma füzeleri olduğunun altını çizen Hakan Güneş, 'S-300 meselesinde ortaya çıkan yaygaranın daha çok İsrail ve Suudi Arabistan mahreçli haber kaynakları olduğunu bir kere tespit edelim. S- 300´ler füze savunma silahları. Yani herhangi bir ülkeye tehdit oluşturacak saldırı füzeleri değil, başka bir ülkeden size yöneltilebilecek olan saldırı füzelerini kendi sahanıza girmeden ya da hava saha sınırınızda vurarak düşürmeye yarayan füze savunma sistemleri' dedi.
‘İSRAİL´İN TEHDİTLERİNİN HİÇBİR GEÇERLİLİĞİ KALMADI´
Savunma kapasitesini ciddi ölçüde geliştiren S-300 füzelerinin, İsrail ve Suudi Arabistan´ın İran´ı vurma tehditlerini bertaraf ettiği için rahatsızlık yarattığını belirten Güneş, 'İran´ın diğer silah programları ve nükleer programını engelleme konusunda, İsrail her seferinde bu ülkeyi vurma tehdidinde bulundu. Aynı şey daha dolaylı bir biçimde de, Suudi Arabistan tarafından dile getirildi. İsrail´in ‘Tel Aviv´den orta menzilli füzelerle tesislerinizi vururuz´ türünden askeri tehditlerinin hiçbir geçerliliği kalmamış oldu. İsrail´in artık doğrudan kapsamlı bir hava operasyonu, bir vadede de kara operasyonu yapması gerekecek İran karşısında bir laf söyleyebilmek için. Bir de gizli nükleer silahı var ama bu da yine bu savunma sistemiyle büyük ölçüde anlamsız hale gelmiş oluyor' değerlendirmesinde bulundu.
‘İRAN KARŞITI CEPHENİN GÖZÜ ABD SEÇİMLERİNDE´
Washington´ın son 1.5 yılı kapsayan politikaları nedeniyle bölgedeki müttefikleri İsrail, Türkiye, Suudi Arabistan ve Katar ile uyuşmazlık yaşadığını belirten Güneş, bu ülkelerin Kasım ayında yapılacak seçimlerde Obama´nın gitmesini istediklerini kaydetti. Güneş´e göre, ABD´deki seçimlerin ardından İran karşıtı ülkelerin faaliyetlerini artırması güçlü bir ihtimal.
GERİLİMİN TIRMANMA İŞARETİ: ANKARA VE RİYAD, İSRAİL İLE YAKINLAŞIYOR
Güneş, Suudi Arabistan ve Türkiye´nin İsrail ile ilişkilerini geliştirmeye başladıklarına dikkat çekerek, bunun da gerilimin tırmanma emarelerinden biri olduğunu söyledi. Bu iki ülkenin, İran´ın herhangi bir ilerleme kaydetmesi karşısında, özellikle ABD´deki İsrail lobisinin sahip olduğunu önemli gücü arkalarına almak istediklerini belirten Güneş, ABD´deki seçim yarışında güçlü başkan adayının en büyük destekçisinin de AIPEC yani İsrail lobisi olduğuna dikkat çekti.
Güneş, 'Bütün bu gelişmeler bize, anti İran cephenin faaliyetlerini artırdığı ve Kasım´dan sonra İran ile karşıtları arasındaki ilişkilerin daha da gergin bir noktaya çıkacağını gösteriyor' dedi.