• BIST 100

    10276,88%0,67
  • DOLAR

    32,34% -0,07
  • EURO

    34,74% 0,06
  • GRAM ALTIN

    2390,37% -0,26
  • Ç. ALTIN

    3880,65% 0,07

Türkiye Başbakanı`nın Mülakatı

Türkiye Başbakanı`nın Mülakatı

Türk Başbakan Ahmet Davutoğlu`nun dün ve önceki gün Atina`da düzenlenen 3. Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi (YDİK) Toplantısı çerçevesinde Yunan mevkidaşı Antonis Samaras ile temaslarını tamamlamasının hemen ardından gazetemize ver

Athanasios Ellis

Türk Başbakan Ahmet Davutoğlu`nun dün ve önceki gün Atina`da düzenlenen 3. Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi (YDİK) Toplantısı çerçevesinde Yunan mevkidaşı Antonis Samaras ile temaslarını tamamlamasının hemen ardından gazetemize verdiği mülakattan çıkan sonuç, Yunanistan ve Türkiye`nin, 'Barbaros'un Kıbrıs Münhasır Ekonomik Bölgesinden (MEB) geri çekilmesini mümkün kılacak bir çerçeve üzerinde çalıştığıdır.

ELLİS: Türkiye ve Yunanistan, müzakerelerin yeniden başlamasını mümkün kılacak bir formülün bulunmasına ne kadar yakın?

DAVUTOĞLU: Geçtiğimiz şubat ayı Ortak Bildirisi çok önemlidir ve Dışişleri Bakanı olarak hazırlanmasına şahsen katkıda bulundum. Çözüm için temeldir. Anastasiadis Cumhurbaşkanı seçildiğinde çok iyimserdik çünkü Annan Planı lehinde oy kullanmıştı. Şimdi çözüm için esaslı ve toplu müzakerelere ilerleme zamanıdır. Sayın Anastasiadis`in hızla iyileşmesini diliyorum. Müzakerelerin geleceği için önemlidir.

ELLİS: 'Barbaros'u Kıbrıs MEB`inden çekecek misiniz, eğer çekecekseniz ne zaman?

DAVUTOĞLU: Konu 'Barbaros' değil, enerjidir. Gemiyi bölgeye aniden göndermedik. Bunu, bir düşünce çerçevesinde yaptık. Her zaman enerjinin çözüm için bir teşvik olduğunu ve enerji kaynaklarının bütün Kıbrıslılara ait olduğunu söyledik.

ELLİS: Ne tür bir formül üzerinde karara varıyorsunuz?

DAVUTOĞLU: Buraya, Atina`ya gerçekleştirdiğim ziyaret sonrasında bir formüle daha yakınız. Tercihlerden biri, doğal gazı değerlendirmeleri amacıyla müzakereleri hızla sonlandırmamızdır. İkincisi ise ortak bir komisyon oluşturulması veya en azından bir çerçeve üzerinde mutabakata varılması ve sonrasında bu çerçeve temelinde arama çalışmalarına gidilmesi. Böyle bir durumda en kötü şey, tek taraflı hareketlerdir. Ancak uyarılarımıza ve önerilerimize rağmen maalesef Kıbrıs Rum kesimi, sanki bu enerji kaynaklarının sadece Kıbrıs Rum kesimine aitmiş gibi bizi dikkate almadan tek taraflı hareket etmeye devam kararı aldı. Araştırma yapan bütün şirketleri de uyardık. Bunu Başkan Yardımcısı Biden`a da söyledik. Önerilerimiz kabul görmeyince, o zaman sismik araştırmalar yapmaya karar verdik.

Belki 'Barbaros'u geri çekeceğiz ancak aynı zamanda bu enerji kaynaklarının nasıl değerlendirileceğine dair yeni bir çerçeve üzerinde mutabakata da varılması gerekir. Tek taraflı değil, iki tarafın rızasıyla. Eğer tek taraflı yaklaşıma son verilmezse, 'Barbaros' kalacak. Bizim için 'anahtar' yaklaşımın ortak olması.

Ayrıca diğer ülkeler müdahil olmamalı, diğer ülkelerden hangilerini kastettiğimi anlıyorsunuz. Başka süreçler yardımcı olmayacak. Bu Kıbrıslı Rumlar ve Kıbrıslı Türkler arasında bir konudur. Bu, garantör güçler olduğumuzdan ve bunun da Ada`nın sadece bir kesimini ilgilendirmediğinden, Türkiye ve Yunanistan`ın diğer tüm ülkelerden daha çok hakka sahip olduğu bir süreçtir. Doğu Akdeniz`de en uzun kıyı şeridine sahibiz. Hiç kimse Türkiye`yi Antalya Körfezi`ne sıkıştıramaz.

ELLİS: Sadece gelirler için mi yoksa genel olarak doğal kaynaklar hakkında mı konuşuyorsunuz?

DAVUTOĞLU: Sorun kaynak veya gelirler değil, eşitlik. Eşitliği kabul etmeleri gerekir. Biri, karar veren üstün taraf diğeri de karar almakta rolü olmayan önemsiz bir taraf olamaz.

ELLİS: Yunanistan ve Kıbrıs`ın, Mısır ve İsrail ile üçlü iş birliğini, Atina ve Lefkoşa`nın sizi de bunlara katılmaya davet etmesine rağmen niçin Türkiye’ye karşı düşmanca olduğunu değerlendiriyorsunuz?

DAVUTOĞLU: Hiçbir üçlü iş birliği bizi tehdit etmiyor. Hiç kimse de tehdit edemez. Ancak MEB için bütün anlaşmaların herkes tarafından müzakere konusu olması gerekir. Eğer, iki veya üç taraf, müdahil olan diğer taraflarla müzakere etmeden MEB ilan ederse bu Uluslararası Hukuk`a aykırıdır ve diğer tarafın da kendi hakları vardır. Bizim taraf olmadığımız ve çıkarlarımızı etkileyecek bir MEB anlaşması olması durumunda, örneğin Yunanistan Mısır ile bizim MEB`imizi kısıtlayan bir MEB anlaşması imzalaması durumunda, bunu kabul etmeyeceğiz ve olmamış olarak değerlendireceğiz.

Eğer anlaşma, Yunanistan ve İtalya veya Arnavutluk arasındaysa bizi ilgilendirmiyor ve bir şey demeyeceğiz. Biliyorsunuz, burada en iyi çözüm yolu, ilk olarak Yunanistan ile Türkiye arasında sorunları çözmek ve sonra bizim anlaşmamız temelinde üçüncü taraflarla birlikte görüşmemizdir. Bunun da olması için ulusal çıkarlarımızı etkileyen Kıbrıs sorununu çözmemiz gerekir. Ulusal çıkarlarımızı etkileyen bir anlaşma bize zorla kabul ettirilemez. Bunun haricinde her ülke her tür üçlü iş birliğinde bulunabilir. Tek dediğim, fırsatçılık kullanışlı bir şey değildir. Türk-Yunan ilişkileri çok özeldir ve bir başkasıyla ikame edilemez.

ELLİS: Yunanistan ile Ege ve Akdeniz`de deniz kuşaklarına ilişkin görüşmeleri bir bütün belirleme olarak mı yoksa ayrı ayrı süreçler olarak mı görüyorsunuz?

DAVUTOĞLU: İki farklı durumdur. Ege adalar nedeniyle Akdeniz`e göre daha karışıktır.

ELLİS: İsrail Enerji Bakanı kısa bir süre önce, İsrail ve Kıbrıs doğal gazını Yunanistan aracılığıyla Avrupa`ya taşıyacak boru hattının inşasını önerdi.

DAVUTOĞLU: Eğer Kıbrıslı Türkler tarafından da anlaşmaya varılırsa, hiçbir sorunumuz yok. Ancak jeoloji buna müsaade etmiyor. Böyle bir boru hattının inşası mümkün değildir. (Yunanistan, Kathimerini - 07 Aralık 2014)



17° / 11.3°

Yükleniyor

Yükleniyor

Yükleniyor