Tarih: 05.02.2014 14:02

Yeni Girişimler İçin Fırsatlar

Facebook Twitter Linked-in


Andreas Wolf

Uzun Vadeli Düşünen Yatırımcıların Bir Sloganı, “Kimse Hisse Senedi Almak İstemezken Satın Almalı” Şeklindedir. Türkiye Konusunda Buna İlişkin Fırsatlar Olabilir--

ABD Merkez Bankası geçen yıl mayıs ayında gevşek para politikasından vazgeçmek istediğini duyurduğunda bu açıklama gelişmekte olan ülkelerdeki yatırımcı paralarının büyük oranda çekilmesine neden olmuştu. Amerikalılar bu planı neredeyse altı ay sonra uygulasa da sermaye tekrar gelişmekte olan ülkelere yatırılmadı.

Aksine, söz konusu piyasalardaki zayıf büyüme tahminlerinin ve yerleşmiş ekonomi uluslarının toparlanmasının da etkisiyle yabancı sermayenin geri çekilmesi güçlendi ve bu durumun borsa ve döviz kurlarına uygun sonuçları oldu.

Geç Kalmış Kur Düşüşü

Dikkatlice gözlemlendiğinde ise bu kur düşüşünün geç kalmış olduğu anlaşılıyor çünkü Türk hisse senedi endeksi İSE 100, son büyük kur düşüşünün ardından Mart 2009’dan bu yana neredeyse dört kat arttı.

Güncel kâr realizasyonlarının hacmi (Mayıs 2013’ten bu yana yüzde 33’lük azalma) henüz endişeye sebebiyet vermiyor. Daha ziyade akıllı yatırımcılar yavaş yavaş indirimli seviyede faaliyetlere atılmayı düşünüyor.

Zira çok sayıdaki diğer gelişmekte olan ülkelerin aksine Türkiye, 2003’teki son bankacılık krizinin ardından kurulan istikrarlı bir bankacılık sistemine sahip. Ayrıca özel kişilerin borçlanma oranı yerleşmiş piyasalara kıyasla hâlâ nispeten düşük bir düzeyde bulunuyor. Faiz oranının belirgin şekilde yüzde 4,5’ten yüzde 10’a yükseltilmesi ise bilhassa daha büyük oranda krediyle alışveriş yapma cazibesine kapılan genç tüketicileri etkileyebilir. Dolayısıyla ilk önce yurt içindeki tüketim epey azalabilir ki bu da Türk lirasının güçlüce değer kaybetmesiyle (Mayıs 2013’ten beri yüzde 27’lik kayıp) telafi edilebilir.

İstikrarlı Ekonomi

Çünkü bilhassa ihracat endüstrisi gelecek aylarda zayıf durumdaki liradan faydalanabilecek ki bu da ülkenin GSYİH’na gecikmiş şekilde etki edecektir. IMF, GSYİH’nın 2014’te yüzde 3,5 ve 2015’te yüzde 4,2 oranında büyüyeceğini tahmin ediyor. Dolayısıyla orta vadede yüksek cari işlemler açığının finanse edilmesi (eksi yüzde 6,5) güncel dalgalanmalara rağmen mümkün olarak kalacaktır.

Ayrıca ülke, kısa vadeli yurt dışı borçlarının karşılanması için hazır bulunan yaklaşık 100 milyar dolar döviz rezervine sahip. Buna göre ülke diğer gelişmekte olan ülkelere göre daha sağlam durumda. Tek güvensizlik faktörü olarak mart sonundaki yerel seçimler ve yazın yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimleri nedeniyle politika kalıyor. Bu seçimlerin ardından borsada kalıcı bir eğilim değişikliği beklenebilir. (Avusturya`da yayınlanan Wirtschaftsblatt - Şubat 2014)




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —